bilişim çağı, elektornik, haberleşme.. bunların ilerlediği günümüzde çok mu zor bu kişiyi yakalamak. gerçekten diyorum o kadar zor mu?
zanlının kestiği belli. şimdi daha belli değil gibi bir şey söylemeyin. hangi insan işlemediği bir suç için 100 gün kaçar. hala çıkıp bu adam olamaz gibi beyanatlar vermeyin. bir kız öldürülüyor, boğazı kesiliyor, gitar çantasına konuluyor. başbakan çıkıyor ''sus'' diyor. vali çıkıyor ''sus'' diyor. acılı baba televizyonlara çıkıyor şov yapma deniliyor. işte bizim o mükemmel büyüklerimiz ve yandaşçı halkları. oğlunun dayak yemsini, kızının saç teline zarar gelmesine bile karşılık veren bir baba, anne.. evladının öldürülmesi karşısında, hiçkimseden yardım alamayınca ve basın bu konunun üstüne gittiği zaman ve canlı yayında konuştuğu zaman ''şovmen' mi oluyor? aferim benim başbakanıma, aferim benim valime ve halkıma. cümle içinden -benim-leri çıkarmak istedim..
ne bu allah aşkına. bu mu lan adalet, bu mu insanlık?
eylem yapıyor diye ağız burun dalan polislerin, karnı aç olduğu için baklava çalan kimseiz çocuğun ağzını burnunu dağıtıp hastahanelik eden polislerin gücü bu mu? bu kadar mı? telefon sapıklığı yapıldığı zaman 1 dakikadan az zamanda yerini tespit eden polisin gücü bu mu? ekrana çıkan babaya 'şovmen' denildiği zaman mı işini yapmış oluyorsun, ''sus konuşma'' dediğin zaman mı işini yapıyorsun? paran varsa her boku yiyebilecek misin benim ülkemde? paran varsa kafa kesip, cinayet işleyebilecek ve bulunamayacak mısın, saklanabilecek ya da yardım alabilecek misin benim ülkemde?
sizin adalet anlayışınıza, sizin insanlığınıza, sizin yapacağınız işe, sizi oraya getiren, o göreve yükselten kişilere, size ve o vicdanınıza helal olsun.. biz bizi koruyan ya da koruduğunu zanneden kişilere güveniyoruz ya harbi salakmışız.. biz raconlara alışığız. biz ''sus'' denildiği zaman susuyoruz. koyunuz biz.. utanın lan, utanabiliyorsanız tabi..