bünyesi şiirle uyuşmayan bana, şiiri sevdirmiş ulu insan.
a tree grows in broklyn romanında, kızımız francie, doğum yapacak olan annesine ne istediğini sorar. w.shakespeare'den bir sayfa der annesi. ve o satırlarda hayatımın en güzel şiirini okuyan ben, bu adamın hastası olurum.
"ay parlıyor işte böyle bir gece
tatlı rüzgar hafifçe öperken ağaçları
sessiz sessiz
işte böyle bir geceydi
sanırım
trolius tırmanmış truva surlarını
cressidanın yattığı yunan çadırlarına
doğru derin bir ah çekmişti"
bunu okuduktan sonra rüzgarı hissetmeyen olabilir mi? ne zaman okumasam o geceyi canlandırabiliyorum.