özlemişsindir, sevdiğini, sevdiceğini. elinde ondan son kalan parfüm şisesi vardır. onu çekersin içine. bitmemesi için dua edersin. bulunduğun yerde belkide o aynı parfümden şişelerce bulacaksındır. ama onun gibisini bulamazsındır.
özlemişsindir ne kadar uzak olsanda, ne kadar terk edilsende. özlemişsindir sevgilini eski sevgilini. eski sevdiceğini. burnuna hala daha kokusu geliyordur. o kafana büyük gelen yastıkta. o odana sinmiş kokuda. o şişelenmesi mümkün olmayan dünyanın en güzel kokusunu. tütüyordur burnunun ucunda. yanıyordur. naparsan yap o koku ölene kadar burnunun ucunda kalacaktır. o sevgilinin kokusudur. nereye baksan o kokuyu arasın ararsın ararsın. nereye gitsen o koku seninle gelmesini istersin. burnunun ucundadır o koku ama bedeni yanında değil çok uzaklardadır. özlersin sadece o kokıuyuda onuda. burnunda buram buram o oku eşliğinde yaşamaya mecbursundur. vucuduna işlenmiş gibidir o koku dövme gibidir ama farkı kazıyınca çıkmazdır. kefenine bile sinecektir o koku. tüter burnunda özlersin. uzaklara kafa tutmaya kalkarsın. göz yaşları içinde o seni terk etmeden önce kalan son parfümü bir daha sıkarsın odanın içine. onun gibi kokutursun yalnızlığınla hayallere dalıp uyumaya çalışırsın. o milyonlarca aynı olan ama sadece senin için özel olan son kalan şişeye bakar uyumaya dalmaya çalışırsın.