Kızıl elma yok mu? Şüphesiz vardır
Fakat onun semti başka diyardır
Zemini mefkure, seması hayal
Bir gün gerçek,fakat şimdilik masal
Geçti yarım asır ve de bir çeyrek
Hala değişmedi bu acı gerçek.
Kızıl elma yine masalda peri
Hayalden öteye geçmez ileri
Düşünceler yobaz, ülküler bitmiş.
Bahçeler tarumar, bahçevan yitmiş
Ağaç aşılanmış; dal budanmadan
Özü yok ederek hep şundan bundan
Ne hedef ne ülkü ne umut kalmış
iremin yerini dünyalık almış.
Kevser saçmaz olmuş, huriler küskün
Dün neydik ne olduk neyiz ki bugün
Önceleri Çinli, Hintli olmuşuz
Şimdi Amerikanın has kuluyuz.
Cumhuriyet kurduk hoş bir şey ama..
Avrupa kral olmuş eli lokmamda
Hukukum Fransız,felsefem Yunan
Sonra da onlara diyoruz düşman
Onlar ki üstümde çalışır titiz
iblisin meyiyle ediyor vaftiz
'Türkçe yazanlarsa lügat paralar
Avrupa taklidi şeyler karalar
Hakiki ruhumuz safi dilimiz
Bağırır onlara bize geliniz
Gelen yok giden yok söndü bu ocak
Acep bulunur mu bir gün yakacak?
Uydurukça lügat bön kafalarla
Hakiki ruh, saf dil olmuş maskara
Gerçek inzivada taklit revaçta
Ruhumuz hevada beden kıskaçta
Nefes almaz olmuş kültürüm,harsım
Başka dilden çalıp söylüyor sazım
Caddem sokağım bilmediğim tabir
Ben öz vatanımda oldum muhacir
Unutmuş önceki elifbasını
ilim ve fendeki itilasını
Geç elifbasını itilasını
Okuduk fenlere son selasını
Yirminci yüzyılın hayat çarkında
Anamız paradır; imanımız da...
işte hocam sana anlattım halim
O çağdan bu çağa yok hiç değişim.
Kalbimin kör noktasında umutlar
Sıkışıp kaldılar bir ışık arar
irfan ırmakları aksa Turana
Dönecek mi bir gün bilmem ummana
Madem ki hayaller olur hakikat
Ne zaman zincirler verir beraat
Bıktım beklemekten ne zaman vuslat
Milli birliğe,dirliğe doğru