oğuz atay a mektup

entry48 galeri
    9.
  1. hocam,

    bir süre yazmayacaktım aslında sana, ama bugün yeniden yazma ihtiyacı hissettim. eleştirmenlerden çok çekmiştin sen değil mi zamanında. evet çekmiştin. zaten klasik entel prototipine uymuyorsun diye sevmezlerdi seni. gidip ilk romanınla büyük ödülü kapınca sen, hepsi rahatsız olmuştu, beyin akışı tarafını kitabının, avrupa'daki diğer noktalama işareti kullanmayan yazarlardan çaldığını iddia etmişlerdi. zaten onlar genelde buna bakarlardı, içeriğe değil, formata. bu yüzden zaten çoğu silinip gitti, ama sen kaldın. salt eleştirmenler kimlerdi ki, kendileri bir şey üretmeyenler değil mi, iyi eleştirmenler ise, üretim sürecini yaşamış, kendileri de birşeyler üretenler. ama sen yine tebessüm etmişsindir o eleştirmenlere, muhtemelen şöyle düşünmüşsündür, "demek ki artık ben de meyva vermeye başladım".

    yıllar önce müzik yaparken şöyle bir sorun yaşardık oğuz abi, bir şarkı yapardık, eleştiri duymak isterdik, fakat eleştiriler genelde şu şekilde gelirdi; "şurası şu gruba benzemiş", "burası bu gruba benzemiş", "gitar tonları şuradan arak", "bateri tonları isveçli şu şu gruba benziyor". eleştiri bu muydu peki abi, bir eseri başka bir esere benzetmek. bence değildi. gerçi bende yapıyordum arada, ama düzelmeliyim biliyorum. hem biliyorsun, biz hiç bir zaman sanatçıyız, özgünüz diye çıkmadık ki ortaya. zaten eleştirilerini ciddiye aldığımız nadir kişiler de, genelde bu tip benzetmelerden kaçınıp, tüm dünyadan bağımsız salt şarkıyı görüp eleştirenlerdi.

    sana bu mektupları sözlük denen bir ortamda yazıyorum abi, sözlük yazarıyım. o ne demek dersen abi, ne olduğuu bilmediğimi söyleyeceğim, ama ne demek olmadığını biliyorum, sözlük yazarı demek herhangi bir sanatsal iddiaya sahip olmak değil. burada yazmaktan keyif alıyoruz, yaşanmışlıklarımızı, bilgilerimizi paylaşmak hoşumuza gidiyor. okunmak tepki almak ise en büyük keyif.

    formatların üslupların tekellendiği güzel ülkemde, yine de bir şeyler paylaşmak hoşuma gidiyor abi.

    devam edeceğim.

    eksper-i mental

    edit 1 : güzel ülkem dedim, nuri bilge ceylan'dan çaldım bu lafı.
    edit 2 : nuri bilge'de fransız yeni sinemasından çalmıştı, iklimler'deki fındık düşüp sevişmenin başladığı sahneyi.
    edit 3 : greenaway, godard'dan, godard, truffaut'dan.. besson kimden peki?
    edit 4 : su noldu, inek içti, inek noldu, dağa kaçtı, dağ noldu, yandı bitti kül oldu.
    edit 5 : abi ben de yapıyorum bazen, bu tip eleştirileri, ama söz yapmayacağım bir daha.
    10 ...