ölmüş işte bitmiş her şey. the end, son yani. var mı bundan ötesi. bu insana olan hıncınızın, öfkenizin ve nefretinizin geçmesi için , (veya dinmesi)kuduz köpekler gibi ağzınızdan köpükler saçarak konuşmamanız için, daha başka ne yapabilir ki.
ölmüş işte daha ötesi var mı?
istediğiniz kadar sövün arkasından, atıp tutun korkakça. kendini savunamaz çünkü. size cevap veremez. yaşasaydı size cevap verebilirdi belki. savunurdu inandığı şeyleri doğru veya yanlış. ama öldü işte inancınıza saldırdığına inandığınız kadın.
nerede o agızlardan düşmeyen sevgili merhamet.
ölmüş işte daha ötesi var mı?
susmanız için daha başka ne yapması gerekir bu kadının.
bu nasıl bir hırs nasıl bi öfkedir ki, ölüm karşısında bile etkilenmesin. öbür dünyaya müdahele edip gideceği yeri, göreceği muameleyi bile tayin etsin. nasıl bi öfkedir bu? bu kadın bunca öfkeye, bunca nefreti hakedecek ne yapmıştır ki bu insanların gözünde.
bir insanın yaşama hakkını mı elinden almıştır? yolsuzluk mu yapmıştır, hırsızlık mı? yoksa gözü dönmüş bi sapık mıydı bu kadın.
sadece," türbanlılara burs vermem" diyerek, "türbanlı kızlar ünüversiyete giremez" diyerek, yani inandığı şeyleri savunarak, işkence etmişti siz zavallılara öyle değil mi. o da savaşmıştı, tıpkı sizin gibi, kendi inançları için değil mi?
ne kadar haklı olduğu çıktı işte ortaya. ölen bi kadına bile merhamet edemeyen, bırakın merhameti ölümün bile dindiremediği nefretin sahibi siz yobazlar okumasın zaten. gitmesin üniversiteye felan. ne doktor olsun ne öğretmen o yobaz kafalar. hastalıklı beyinleriniz böyle çalışıyor sizin çünkü. siz okusanızda o meczub haber sitelerine yazdığınız gibi davranacaksınız insanlara. o meczub sitelerdeki gibi savunacaksınız kendinizi. insan ayıracaksınız. bu günahkar içki içmiş dinim buna bakmamı, tedavi etmemi, okuma yazma öğretmemi, emretmiyor diye.
islam hoşgörü dini, dinde zorlama yok, gaybı allah bilir sözleri, ağzınızda birer sakız çünkü, istediğinizi elde edinceye kadar çiğneyeceğiniz.