öncelikle burjuva sözcüğünün sözlük tanımına bakarsak; ticaretle uğraşan, mal alıp satan kişidir, ki bu doğrultuda esnafın da burjuva sayılması yanlış değildir. fakat sosyalist zihniyet burjuva sözcüğünü öyle bir tanıma getirmiştik ki, bu kelimeyi duyan insanın aklına burjuva, ağzında purosuyla, siyah arabasında gezen takım elbilseli kodamanlar olarak gelmektedir.
emek sözcüğünü sadece kas gücü olarak tanımlanması sosyalizmdeki en büyük hatadır. oysa ki bir malı/hizmeti satabilmek, pazarlayabilmek, günde 10 saat insanlara dil dökmek, müşteriye sırıtmak, onlardan gelen talepleri karşılayabilmek için uğraş vermekte bir emektir. yani fabrikada üretilen gömleği tanıtmak için reklamcı da, malı esnafa satan müşteri temsilcisi de emek harcar, (ki bu kişilere ödenecek para da gizli maliyettir ve artı değer denen şey olabilirse karşılanır) bu malı dükkanında müşteriye satan esnafta emek harcar. bu kişiler olmazsa, yani üretilen mal satılmazsa, fabrikalarda da işçiye ihtiyaç kalmayacağını veya azalacağını da hatırlatırım. yani bir malı sadece üretebilmek değil, onu satıp paraya çevirmek daha önemlidir günümüzde ve bu iş için de emek harcayan milyonlarca insan vardır.
unutmamak gerekir ki, günümüzde bir fabrikada kas gücüyle bir iş yapmak hiç bir özel yetenek, eğitim gerektirmezken, üretilen malı insanlara sunup bunu paraya çevirebilmek için eğitim, kültür, zeka ve risk almak gereklidir. dolayısıyla da bu işi yapan insanların harcadığı emek daha kıymetlidir. bu kişilerin daha çok kazanması da normaldir.