bu üçleme'den en zararlı çıkacak olan kulüp fenerbahçe'dir. olayın iç yüzünde profesyonellikten çok bir inatlaşma gözükmekte. sürekli profesyonel ve kurumsal yapıdan bahseden aziz yıldırım bu çocukça davranışıyla fenerbahçe'yi küçük düşürmüştür. hatta emre tilev üslubuyla söyleyecek olursam, yirmi yıldır futbolla ilgilenirim, fenerbahçe'nin bu kadar küçüldüğünü daha görmedim. yani olay tıpkı mahallenin evli kadınına sarkıntılık eden terbiyesiz adam konumuna getirdi fenerbahçeyi. "elli milyon euro da verseler fenerbahçe'de oynamam." demesi bir adamın, fenerbahçe'ye hakaret değil midir? bu zemini hazırlayan fenerbahçe yönetimine bu konuda destek olan fenerbahçeliler bu lafı duymayı hakediyorlar gerçekten. fakat gerçekleri görüp yönetimini eleştiren fenerbahçelilere lafımız yok tabi, adınıza üzgünüm diyorum ne diyeyim. haa bir de mehmet topuz, fenerbahçe'ye kendisinin ve fenerbahçe'nin prestijinin yanında gökhan emreciksin'i de kaybettiren futbolcudur. ilk fırsatta kendisini takas etmeye kalkışan bir kulübe bütün yeteneğine rağmen ne kadar verimli olabilir ki adam?