Milliyetçilik, burjuva statükosu koşullarında, "ulusal menfaatler", "vatanın ve milletin çıkarları" adı altında ulus içindeki sınıfsal zıtlıkları kamufle etmek ve ulusu "farklı çıkarlara angaje, uzlaşmaz çelişkileri bulunan sosyal sınıfların burjuvazi tarafından 'anayasal vatandaşlık' etrafında örgütlenme biçimi" değil de, "çıkarları birbirine bağlı ve biri diğeri olmadan yapamayacak (!) sınıfların bir araya gelerek ortaya çıkardıkları organizma" olarak görmek anlamına gelir. işçi sınıfı burjuvasız olmaz demenin de burjuva aldatmacası olduğunu belirtelim. Milliyetçilik, "ulusun çıkarlarını korumak kollamak" gibi pratikte mümkün olmayan bir kurgu dahilinde egemen demagogların ağzında sakız olmuş bir söylemi, ırkçılık ise "bir ulusun diğer uluslardan doğuştan üstün olduğu" anlayışına tekabül etmekte; milliyetçilik bir egemen sınıflar tuzağı, ırkçılık iflah olmaz bir hastalıktır.