dini ya da felsefik bir görüşü mantığa dayandırmaya çalışmanın getirisidir. (bu bir tanım, hayırlı olsun)
Sene 2009.
Bir çağın dini bir sonrakinin edebi eğlencesidir demiş Ralph Waldo Emerson. Milletin birbirini kesmesine sebep olmuş, hayvan gibi tapınaklar yaptırmış, Yunan mitolojisiyle, Mısır mitolojisiyle taşşak geçmiyor muyuz bugün? Ya da puta tapanlar ile? Milyarlarca insan inandı bu dinlere de, oldu mu ya şimdi? Bugün ilahi dediğimiz dinler moda. inanan arkadaşları eleştirmek, aşağılamak değil amacım zaten anlayacaksınız birazdan. Moda kelimesi ilahiyatına dini aşılamış insanlara dokunabilir, amacım bu değil. Ve bu ilahi dinlerin bugün gücünü kaybettiği aşikar. Her ne kadar bazı ülkeler baskıyla, parayla, dalavere ile bu gücü halk üzerinde kullanmaya devam etmeye çalışsa da; vücudlara işkence edebilir, vücudları satın alabilirsiniz, beyinleri ve vicdanları değil.
Burada kavga etmenin mantıksızlığı mevcut. Dinler arası diyalog da mantıksız, benim dinim senin dinini döver görüşü de, ben deistim modernim argümanı da, ben ateistim alayınıza giderim mottosu da mantıksız.
Ateist der ki ; Tanrı yok. Ateismfobiası olanlar ateistleri bu şekilde tanımlarlar. Peki ateistler sadece bunu mu der? Tabii ki hayır. (Ateist değilim.) inananlar der ki ; madem Tanrı yok, kim yarattı kahinatı tarrağaam?
- Ha o zaman varmış, yanıtını mı beklerler o vakit ateistten? Sanmam. Tartışma şöyle uzar;
- madem öyle Tanrı'yı kim yarattı? Kuran'dan, Tevrat'tan, incil'den alıntılar başlar. . .
son zamanlarda moda; otisabi mottosuyla cevap bulur bu;
- Ben de seni Pascal'a havale ediyorum. (aslen aristo'dur.)
insan beyni sebep - sonuç , oluş - yok oluş, başlangıç - bitiş kavramları arasında mantık üretir. Bu, bu Dünya'nın işleyiş biçimiyle alakalı evrimsel sürece dayalı bir yetenektir. Bizler doğduk ve o günden ölene kadar olan sürede zekayı kullanıyoruz. Bizim için basit ve net bir şekilde; herşey doğar ve ölür. Ama öyle mi hakikkatten? izafiyet burada kafaları karıştırıyor. Einstein son mektubunda izafiyet'i kimsenin bilmediği kadar iyi bildiği için agnostic görüş açısından bahsediyor.
ışık hızına yaklaştıkça zaman akışı yavaşlar. Işık hızında ise zaman durur. Çünkü zaman kavramı, kahinattaki haraketlere göre işliyor. Bu bizim mantığımızda böyle. Demek ki zaman kavramının olmadığı bir yerde; doğmak ve ölmek olayları gerçekleşmiyor. Ama biz kütleli bir cismi ışık hızına yaklaştıramadık bile?
Hatta dedik ki; "Kütleli cisimler ışık hızına ulaşamazlar."
Pekala. Demek ki; şu ömürde yaptığınızdan pişman olacağınız şeyleri yapmamak, yapmadığınız şeylerden dolayı pişman olmamak için, vicdanınız neye el veriyorsa ona inanın. ister puta tapın, ister Allah'a yakarın.
Velhasıl, zaman kavramı dışında var olan gerçekten Ulu olmalı ve o hiç bir zaman birbirinizi baskıyla yola getirin, bir diğerinizi ezin dememiştir. Bunu istemiş olamaz. Kavgayı bırakın da; farklı inanışların insanlara kazandırdıklarına bakın. Bu güne kadar kaybettirdiklerini de unutmayın.
Zira; piramitlere bakıp, "neler yapmışlar vay anam vay" demek güzeldir ama; o piramitlerde çalışırken ölen binlerce insan böyle düşünmüyorlar sanırım.