öncelikle bu şehir küçük bir şehir. gezecek-görecek pek bir şey yok. ancak bu ayrıca olumlu bir özelliktir. sakin bir şehirdir, eğer üniversite öğrencisi değilseniz ve yürümeyi seviyorsanız ulaşım kolaydır.
şehir içerisinde atatürk evi, eski camiler, çifte minareli medrese, erzurum kalesi, kümbetler, eski hamamlar vardır. erzurum'un kendine has yapısı olan lokantaları da vardır. cağ kebabı çok güzeldir ancak pahalı olduğu için burada uzun yıllar kalıp cağ kebabı yemeden gidenler bile var. bazen 3 kişi gidip 150tl'ye yakın para veriyorsunuz, bazen tek başınıza gidip 10-15 tl veriyorsunuz, acayip yani.
şehre yarım saat uzaklıktaki hasankale ve ılıca ilçelerinde kaplıcalara gitmek gayet güzel ve ucuzdur. piknik alanları güzeldir. semaver çayının keyfini çıkartmamak büyük kayıptır. tortum ilçesi var ki o harika şelalesiyle, yeşiliyle, havasıyla insanı etkiler.
2. kış:
çok uzun sürer ve serttir erzurum'un kışı. haber bültenlerinde en soğuk değerler hep bu şehir için telaffuz edilir. parmak uçlarınızın acıyarak morardığını görürsünüz burada. kulaklarınızın donarak kırılıp düşmesinden cidden korktuğunuz olur. yollar-kaldırımlar buz tutar, kayıp düşmemek için çaba sarfedersiniz. saçaklar adam boyu olur, başınıza falan düşebilir.
ancak kış sporlarını sevenler için bu durum önemsiz olur. kayak sporu muhteşem zevkli bir spordur ve bazıları bunu itiraf etmeseler bile kış gelmesini isterler. pistler taşlıdır, ağaç azdır ama upuzun ve zevkli pistleri var. hem son getirilen günlük kart sistemi bu zevki katlamıştır. 10tl'ye bir kart alıyorsunuz ve bütün telesiyejleri bir gün boyunca sınırsız kullanma hakkınız oluyor. kayak tesisi şehre yakın. aracınız varsa 10-20 dakikada oradasınız, taksiyle giderseniz 10-15tl'ye gidersiniz. kayak kiralayacaklar için 10-15 tl'ye kayak kiralamak mümkündür. yani kayak sporunun en ucuza yapılabileceği yerlerdendir. ama şehre bu kadar yakın bir kayak tesisi varken buraya belediye otobüsü gitmemesi şaşılacak şeydir.
3. ulaşım:
üniversite öğrencisiyseniz ve fakültenize dolmuşla gidiyorsanız yandınız. dolmuş kapısının kapanamayacağı kadar sıkışık bir dolmuşta derse ulaşmaya çalışırsınız bu şehirde. ayrıca nefes almakta güçlük çektiğiniz bir sıkışıklıkta muavinin veya şoförün 'arkaya doğru ilerleyelim, arka boş' demesi sinirlerinizi yıpratır. dolmuşlar nedense yolcu indirip bindirirken tam durmazlar. bu nedenle yaşlılar, çocuklar, kadınlar dolmuştan dengesini kaybedip düşer ve şoför hiç umursamadan basar gider. kapı açık gittikleri de çok olur.
üniversite öğrencisi değilseniz yine dolmuşçuların kabalığıyla ve rallici ruhlarıyla yüzyüzesinizdir. hareket halindeki dolmuşlardan atlamaya hazır olun.
4. üniversite öğrencileri açısından:
kampüsü yeşil, düzenli ve güzeldir ancak yol geçen hanıdır. elini kolunu sallayan içeri girebilir, kızlara laf atabilir. çok zengin bir içeriği yok kampüsün ama yine de yeterli. karting bile var bu sene. az önce turu 10 saniye süren 7 tur attım 7tl verdim içime oturdu ama var sonuçta. ancak yüzme havuzu yok diye biliyorum.
öğrenciler için üniversite ulaşımını tanımlayacak en iyi kelime 'ızdırap'tır. sürünürsünüz gidiş-gelişlerde. onlarca yıldır erzurum atatürk üniversitesi öğrencisi bu çileyi çekip durur ve hala da çekiyor. daha geçen hafta bizim fakültede çalışan bir amcayla konuştuk bunu, adam 'dolmuşçular yazları iyi para kazanamıyor ne yapsınlar' diye bu saçmalığı savundu. ve o adam dolmuş kapısından dışarı sarkar vaziyette oraya geliyor bazı günler.
kültür-sanat aktiviteleri açısından garip bir şehirdir. mesela 1 saat önce star-trek filmini izlemeye gittim ve kimse olmadığı için izleyemedim ama adab-ı muhaşeret için bekleyen birsürü insan vardı. erzurum devlet tiyatrosu çok güzel oyunlar sergiler, hayranlıkla izlersiniz. çok kaliteli sanatçıları var...
atatürk üniversitesi köklü bir üniversite. ders çalışmayı sevenler için bulunmaz bir yapısı var. kütüphaneleri gerçekten iyi ve yaterli sayıda. öğrencilerine gereksiz bilgileri doldur-boşalt yaptırmasına ve yıpratmasına rağmen sonuç itibariyle iyi elemanlar yetiştiriyor. tabii bölümüne göre değişir. kimi bölümler kolay. burayı tercih edecekseniz öğrencilerle iletişime geçin bir sorun derim ben.
5. insanlar ve kültür:
erzurum insanı genel itibariyle uysaldır. misafirperverlik ve komşuluk adına ben uzun yıllarımı burada geçirmiş birisi olarak pek bir şey görmediğimi belirtmek zorundayım. bir yere taşınınca komşunuz hoşgeldin'e gelmez mesela. ramazanlar dışında kimsenin kimseyi yemeğe davet ettiğini falan da pek görmedim. başka şehirlerde de yaşadım ama burada bu misafirlik olayı az.
erzurum'da bir çeşit osmanlı kültürü izi hala insanlar üzerinde bir miktar kendini hissettiriyor. sanki şehir yarıya bölünmüş: yarısı ince, sessiz, sakin ve saygılı, yarısı kaba olmaktan gurur duyar tarzda kişiler. geçmişten gelen miras yozlaşmaya yenik düşüyor ve mutlaka hergün çok kaba insanlardan birisine denk geliyorsunuz.
ramazanlar güzel geçer erzurumda. erzurum bambaşka bir şehir olur. şehrin işlek caddesinde ramazan çadırı kurulur, aşıklar her akşam atışır, kadayıf dolmaları ikram edilir vs. bir yere yemeğe giderseniz ayran aşı ve kadayıf dolmasına hazır olun. her ramazan davetinde ayran aşı ve kadayıf dolması gelir ve ikisi de süperdir.
6. alış-veriş:
erzurum esnafı 5-10 yıl öncesine kadar insanı alış-verişten korkutacak bir havaya sahipti. bir şeyin fiyatını sorduğunuzda 'paran var mı, alacak mısın?' gibi soruları meşhurdur, hatta daha eski zamanlarda fiyat sorup almayanları dövdükleri sıkça rivayet edilir. biskrem istersiniz, adam başka bisküvi uzatır, 'abi biskrem' dediğinizde 'zaten biz eşşeğiz burda, oynat bizi' gibi tepki alabilirsiniz. ancak son zamanlarda açılan marka mağazalar, alış-veriş merkezleri, marketler sayesinde bu neredeyse tamamen ortadan kalktı. erzurum ne ararsanız bulabileceğiniz bir şehir. fiyat olarak pahalı değildir. carrefour var, migros var ve devasa bir alış-veriş merkezi de bitirilmek üzere.
teknoloji ürünlerini bulmak diğer şehirler kadar olmasa da rahat ve kolay. teknosa var ayrıca sayısı yüzü bulan bilgisayarcılar, elektronikçiler var. fiyatlar standart. tabii ne aradığını bilmeyenler fena halde kazıklanabilir ki bu her yerde böyledir.
sonuç: aslında çok kıymetli ve önemli bir şehir. manevi yanı olan bir şehirdir erzurum. bu manevi hava insanda bir samimiyet, bir sevgi hissi uyandırıyor. bilen bilir, erzurum manevi yönden insana bulunmaz tecrübeler sunar ve bana göre erzurum'u önemli yapan bundan başka bir şey değil. gerisini zaten nereye gitseniz bulursunuz. o kadar güzellik görmek isteyen antalya'ya gider, marmaris'e gider, ama erzurum'un gizli kalmış incisi oraların denizinde bulunmaz.