yanlış zaman yanlış insan her zaman başa gelebilir.
bunun olması gayet normaldir.
çünkü yanlış yapa yapa kişi doğru yapmasını öğrenir.
aşk bir manyaklıktır, biraz da coluk cocuk işidir.
bunu aramak akıl karı değildir zaten.
peki olması gereken nedir?
çok yazmışımdır çok söylemişimdir tekrar etmekten beis görmüyorum;
sevmek ve karşılında sevebilmek yahut sevilebilmek.
peki doğru zaman doğru insan nasıl olur?
elbette planlayarak olmaz. zaten planların hepsi taça cıkar.
çünkü bu tip işlerde belli bir plana sadık kalmak hayal kırıklığından başka bir şey getirmez.
zarlar atılır ve iç güdüsel olarak seyr-ül sefer edilir, ama mantıktan kopmadan.
ne o ne budur, bir formulu yoktur. ama ne siyah ne ne de beyazdir. ara renklerden biridir. kimisi için parliment mavisi, kimisi turuncu, kimisi için kum rengi, kimisi için krem rengi, kimsi ise ciğer kırmızısı.
fakat yanlış yapa yapa kişi doğruyu bulur fakat fazla yanlış yapmak tahribata sebep olur. sanki 945'deki berlin sehri gibi.
ama öyle ya da böyle hata yapmaktan efil efil korkmaktansa hata yapmaktan korkamamak evladır. hele ki bir takım sözcükleri nasil siralayacağini öğrenmiş süper aptalların realite dedikleri kepekliğe bulasılmış ise zordur biraz ama imkansız değil....
vel hasıl-ı kelam, De mortuis nil nisi bonum, vesselam...