william kakao'nun babası türk olduğu için mahallesindeki arkadaşları sürekli soyadıyla dalga geçiyordu.. bu sebeple eve kapanıp kendini çikolataya verdi.. hepsi de kakaoluydu, oohh mis gibi..
odasına kapanan william bu süre zarfında birçok mektup arkadaşı edindi, bissürü mektup gönderdi yurtdışına.. en sevdiği mektup arkadaşı ise "agb nickli" Alexander Graham Bell'di.. agb, önceki mektubunda "telefon" diye bir şeyden bahsetmişti. artık mektuplaşmaktan sıkılan agb, william ile daha rahat iletişim kurabilmek için bu aletle çok ilgileniyordu ve bir 1876 sabahı * kargo ile ona bir telefon yolladı. o vakit herhangi bir telefon şebekesi bulunmadığı için saatlerce konuşuyorlardı birbirleriyle.. fütursuzca.. ve faturasızca..
çikolata insana mutluluk hormonu veriyordu bol miktarda. fakat william bunu graham bell'le olan sohbetlerin güzelliğine bağlıyodu.. onla konuşurken diğer yandan bol miktarda çikolata tüketiyodu nitekim. telefonu her kapatışından sonra yüzünde gereksiz bi gülümseme oluyodu. ilişkinin boyutu değişiyordu! ve tabi tarihin akışı da...