öyle bir toplantıydı ki, takım elbisesi italyan olmayanı içeri almıyorlardı. sinerjik ve kulağında bluetooh takılı herkes toplanmıştı. saatinizin kadranı ne kadar büyükse, o kadar çok sözünüzün geçtiği bu ortamda, ben de vardım. prezantabllığıyla gözleri kamaştıran yanlız ve güçlü abla dalga geçercesine kükredi "iyi de 2020'de ne yapacağız?", ortada fikirler uçuşmaya başladı, herkes önümüzdeki 50 yıl için atıp tutmaya başlamıştı. sanki o an bir tek ben şu anda yaşıyordum. "2020'ye kim öle, kim kala" demek istedim, ama şirket içi imajımı zedelememek için sustum. söz bana gelmesin istiyordum. kesin bir hata yapacaktım.
tam o sırada telefonum çaldı, elimi kulağıma götürüp bluetooth kulaklığıma tıkladım, yurtdışından arıyorlardı, ağdalı bir ingilizce ile konuşarak, odadan çıktım. odadan çıkar çıkmaz ingilizcem bozulmuştu. karşımda ki şirket yetkilisi de düz adamdı, bana bu ayın bütçesiyle ilgili sorular soruyordu, o sorular bana şeker gibi geliyordu. sorun vardı ama 2009'a dairdi. anı yaşıyorduk ikimizde. kibarca kendisini geri arayacağımı, dert etmemesi gerektiğini, herşeyin olacağına varacağını söyledim. nasip, kısmetin ingilicesini bilmediğime hayıflandım.
içeri girdiğimde, karizmatik dışarı çıkışım nedeniyle, ilgi odağı oldum, ki bu istediğim son şeydi, prezantabl ablanın, herkesin bildiği ama gizli uzatmalı sevgilisi, onaylamamı beklercesine, projektördeki grafiği göstererek siz ne düşünüyorsunuz dedi. grafiğe baktım, sonsuza dek uzanan bir tablo gibiydi. 2020'yi gördüm, kendini vizyoner sanan bu kişilere göre 2020'de uzay gemisi üretecektik. kesinlikle onaylamıyordum, ama ortam benden sanki o toplantı new york'ta bir gökdelende yapılıyormuşcasına bir laf etmemi bekliyordu. mesela "2018 son çeyrek girdileri provizyoner bir bakış açısıyla yansıtılmamış" gibi bir şeyler söylemeliydim. ama gerçek sorunlarım vardı.
"italya ile görüştüm, bu ayın bütçesi ile ilgili problemler varmış, bir karar almamız lazım, önümüzdeki ayı planlayalım bence, bunu gözönünde bulundurarak" dedim. 2020'lerde, 2050'lerde gezen bir topluluğa, aylık sorunlardan bahsetmiştim. ortamı mahfetmiştim. beni geçiştirdiler.
prezantabl abla, prezantabl abinin kulağına eğilip "mühendislik kökenli di mi bu ?" dedi.