süpersonik ortamda düz adam olmak

entry10 galeri
    3.
  1. biz üç kişiydik.

    maçı izlemeye bir bara gittik.

    aramızdan birisi esmerdi. ama yoktu onun üstüne sarışın hatun kaldıranı.
    diğeri modacı. ünlü modacılardan birinin atolyesinde çalışıyor.

    biz üç kişi maçı izlemeye bir bara gittik. ve 5 kişinin yanına oturduk.

    bu beş kişinin 4 ü kızdı. biri kendi deyimiyle ibne.
    bir barda maçı izlemek için oturan bu 8 kişiden 7 si avrupadan bahsediyordu. paris ne denli güzelmiş lan. onu anladım.

    hatta ikisi ertesi gün milanoya geçiyordu da yanlarına ne alacakalrını bilemediler.
    yabancılarla yaşadıkları olayları anlatıp gülerlerken. yusuf gol attı.

    bir tek ben sevindim.
    ----
    hoş aldığım maaş dolara çevrilebiliyordu. ama dolarla maaş almayan bir ben vardım.
    aralarında bir ben türk üniversitesinde okumuştum. onu anladım daha sonra.

    gole de bir ben sevinmiştim.
    hoş akabinde yediğimiz gole de bir ben üzüldüm zaten.

    biz sekiz kişi bir barda maçı izlerken muhabbet sekse doğru ilerledi. o anda bobo adeta sokup çıkardı. en az bobo kadar sevindim barın ortasında. kendi arkadaşlarım bile garip baktılar.

    masada oturanlardan ikisi birbirini yer gibi davranmaya başlamıştı bile. arada, konuşmalarına seksi fransızca kelimeler katıyorlardı. (izolasyon, çekomastik, kriteriyum). tabiki anladığım tek şey içtiğim içkinin mesaneme yaptığı baskı idi.

    tuvalete indim.
    tekrar masaya döndüğümde seks muhabbetinin bittiğini olayın direk sekse geçtiğini fark ettim. aralarında fransızca konuşanlar artık sadece öpüşüyorlardı. vay anam vay neler dönmüş demeden, bobo fileleri ve beni tekrar havalandırdı.

    birbirlerini yemeyi bırakamayan arkadaşlarım kalkıp başka yerde devam etmek istediler.
    bir bara maçı izlemeye giden 6 kişiydik artık. üçü kız, biri kendi deyimiyle ibne.

    içkiyi tazelemesi için gözlerim garson ararken, çok ünlü bir felsefecinin adı hatırlanmaya çalışılıyordu masada. ama ben biliyodum ki 4. golün adı holoskoydu.

    muhabbet hiç enlemesine gitmeden sürekli diklemesine derinleşiyordu. bir korner pozisyonu sırasında nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde sohbet kadın haklarına ve ülkemizde ne denli olmayışına gelmişti. ( ben ibne olandan şüpheleniyorum)

    saçma sapan bir penaltı düdüğünden sonra, "hayatımda böyle sikindirik iş görmedim ben" diyerek hem muhabbete hem maça yorum yaptığımı fark ettim.

    maç bitti yüzümde çocuksu bir gülümsemeyle döndüm arkadaşlarıma, başka bir yerlere gitme planı yapıyorlardı. 6 kişiydik ve benim bir planım yoktu. ama kızlardan ikisinin ertesi gün erkenden italyaya uçması gerekiydu. gece erken sonlandı.

    çok kültürel, diklemesine derin, ve çağdaş muhabbetler dönen masada, beraber eve döndüğüm arkadaşımın, kızıl saçlı kızla tüm akşam boyunca inanılmaz güzel muhabbet ettiğini, aynı yazarın kitaplarından hoşlandıklarını, telefon numarasını aldığını eğer italyaya gitmeseymiş bu akşam kesin onu götürebilecek olduğunu dinledim.

    benimse tek aklımda kalan "bobo ne koymuştu be uzaklardan". bir de o ibne olan sanırım beni kesiyordu.

    manitamın yanına döndüm. sabha kadar sarılarak uyudum.

    belki bir barda maçı izleyen 8 kişinin arasındaki düz adamdım ama,
    manitamın yanında kaşık posizyonunda yatarken ve bobonun golünü düşünürken enlemesine muz yemiş gibi sırıtıyordum.
    44 ...