babanın ağlaması

entry295 galeri
    46.
  1. kapı çaldı...
    çocuk fırladı koştu kapıya,
    anne de çocuğun peşinden...
    kapıda ürkütücü bir adam;
    saçı sakalı birbirine karışmış,
    gözlerinin altı mordan öte siyah olmuş,
    avurtları çökmüş...
    üstündekiler pislikten rengini kaybetmiş...
    kapıyı açar açmaz çocuğun burnunda bir koku;
    pis, kirli bir koku, biraz ekşi,
    ama içerisinde tanıdık bir şeyler bulunduran bir koku...
    anne küçük bir çığlık attı.
    çocuk annesine baktı.
    önce korkuyu farketti annesinin şaşkın yüzünde,
    ardından acımayı,
    sonraysa mutluluğu
    ve sevgiyi...
    çocuk adama baktı.
    adamın perişan yüzündeki gülümsemeyi gördü.
    sarıldılar!
    anne korkunç adama sarıldı!
    korkunç adam anneye sarıldı!
    onlar öpüşürlerken anne ağlıyordu, adam gülüyordu...
    çocukla adam gözgöze geldiler.
    adam yere çöktü, kollarını açtı, kocaman!
    kolları kocaman,
    gözleri kocaman,
    yüzündeki gülümseme kocaman!
    kim bu adam anne? kim!!!
    çocuk korktu, kaçtı;
    annesinin arkasına saklandı.
    kafasını uzatıp adama baktı,
    onun yüzündeki şaşkınlık ve üzüntüyü gördü,
    hayal kırıklığını...
    çocuk ağlamaya başladı.
    kafasını uzatıp tekrar adama baktı.
    adam da ağlıyordu!
    önce gözleriyle,
    sonra yüzüyle,
    şimdiyse bütün vücuduyla ağlıyordu!
    kocaman ağlıyordu!
    kızım beni tanımadı deniz! tanımadı!
    kızım, bak baban o senin! merhaba desene babaya!
    kocaman ağlayan adamı tanıdı çocuk...
    kocaman ağlayan adam babaydı...
    ama babalar kocaman ağlar mıydı?
    hani kahraman olurdu babalar, düşmanı yenerdi?
    nasıl ağlayabilir babalar?
    ağlayan baba mı olurmuş?
    1 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük