önceleri, çoook önceleri yaşamda mutlu mesut bahtiyar yaşayan insanlar bilmedikleri şeylerden korkmazlarmış. hatta bilmedikleri, deneyimlemedikleri şeyleri görmezlermiş (bkz: kuantum fiziği) tıpkı kristof kolomb un gemisini göremeyen yerliler gibi. bu ilk insanların güzel günlerinin sonlarına doğru işler tepetakla olmuş, kıtlık başlamış, topraklar kuraklaşmış, yiyecek az bulunur hale gelmiş. hal böyle olunca yaşamını sürdürmek isteyen insanlar evrime dur diyemeyip gelişmeye başlamışlar. haaa demişler, demek ki bir yerde yanlış yaptık ve şu an cezalandırılıyoruz, demek ki bizim bilemediğimiz bir güç 'dur' dedi demişler. açlıkla sınanmak da belki de buradan geliyordur. sonra nolmuş? dur diyen bu güce tapınaklar yapmaya başlamışlar. yaranmak için. korkmuşlar ilk defa! ellerinden alınan güzel zamanların bir bedeli olmalı demişler. nedir bedel: son! son tabi ya. korkmaya başlayan bu insanlar, hayallerini, bu gücü tahayyül ederek sınırlandırmışlar. o bu gün bu gündür de hala bunun hayaliyle yanıp tutuşur. bundan kelli ak sakallı dedeler, ışık hüzmeleri görürler rüyalarında. neyse efendim konumuza gelelim. korku içlerine işledikçe korktukları şeyi anlamaya çalışmışlar. sınırlanan zihinler daraldıkça hayal güçlerinin genişlediğini sanmışlar. bulabildikleri her güçlü şeye tanrı demişler. yani insan ın elinde olmadan gerçekleşen her şeye tanrı demişler. daha çok doğada yer alan bu tanrılar ın da bir sonu olduğunu görmüşler. son dan korkan bu insanlar tanrı dedikleri nesnelerin ya da doğa olaylarının da bir sonu olduğunu görünce bildikleri bir şeyden ziyade bilmedikleri bir tanrı yaratmışlar. çünkü artık korku bildikleri şeylerden ziyade bilmediklerini temsil etmeye başlamış. öyleyse bilmedikleri bir şey olmalıymış tanrı! sonunda bulmuşlar ama bulasıya kadar ne tanrıları eskitmişler bilir misiniz? örneklere değinmiyorum, zaten hepiniz benden daha çok tanrısı var biliyorum. her şeye tapınan sizlersiniz ben değilim. neyse suçlamalara geçmeden önce yüreklerine korku tohumları serpilen bu insanlar korkularından yola çıkarak düşlemeye devam etmişler.
özet: ateist ya da inanan ın allah ı hayal etmeye çalışması sınırlandırılmış zihinleriyle korku dolu son u anlamaya çalışmalarından ileri gelir. normaldir. son diyorum bakın. anlmaya çalışın.