islam ın hoşgörüsü

entry27 galeri
    15.
  1. "öncelikle hangi islam' ın" diye soru sordurtan konu.

    hangi mezhebin, hangi tarikatin, hangi cemaatin, hangi ülkenin, hangi hocaefendinin islam anlayışından bahsediyorsunuz?
    birinin kuran dan anladığı "kafirleri asla dost edinmeyiniz" iken bir diğeri tam aksini uygulayabiliyor.
    biri başörtüsü dinin farzı değil derken bir diğeri tam tersini uyguluyor ve uygulatmak istiyor.
    birinin kuran dan anladığı "eşini uyar, seni dinlemezse hafifçe vur ona" derken bir diğeri aynı ayetten daha farklı anlam çıkarıyor.
    biri islam devleti diye bir şey olmaz derken bir diğeri dine dayalı bir devlet yönetimi kurmak istiyor.

    örnekler daha çok uzayabilir. mesele şu ki, en ideal düşünce ve sistem dahi uygulayıcılarının onu nasıl yaşadığı ile tanınır ve bilinir. hoşgörülülüğü ya da hoşgörüsüzlüğü soyut olan inanç ya da ideolojilerde değil de, daha çok bunları benimseyen veya uygulayan insanlarda aramalı.

    konuyu bir başka açıdan ele almak için bakalım dünya tarihine. savaşların, çatışmaların tarafları hep kendilerini haklı görmüş ve tanrı nın hep kendi yanlarında olduğuna inanmış veya inandırılmışlardır. yapılan zulüm ve haksızlıklar için her zaman bir kılıf bulunmuıştur. bugün şeriat diye, allah ın kanunu diye sözde adaleti sağladığını zanneden ülkelerde yaşananlara bakınca herhangi bir hoşgörüden bahsedemeyiz. zira buralarda bireyin yaşaması için gönderilen bir din devletin dayattığı kurallar haline gelmiştir ve böyle bir ortamda dinin hoşgörüsü değil devletin hoşgörüsü söz konusu olur.

    sözün özü, dinin hoşgörüsünden ziyade onu yaşadığını iddia edenlere bakmalıyız. hoşgörünün olabileceği ortam ancak insanların başkalarına din ya da başka bir ideoloji merkezli baskı kurmadığı, dayatmalarda bulunmadığı, rahatsızlık vermediği yerde olur.
    1 ...