halil berktay ın murat bardakçı ya ayar vermesi

entry7 galeri
    1.
  1. Halil Berktay'ın "Tarihçiliğin Adnan Hocası" başlıklı köşe yazısında verdiği ayardır. Basbayağı, ismini açıkça vererek eleştirmiştir. Murat Barkdakçı'ya yakıştırdığı sıfatlar arasında şunlar vardır: "çakma tarihçi", "sık sık yalan söyleyen ve gerçeklerin bir kısmının halkın önünde, ulu orta zikredilmemesi gerektiğini savunan kişi", "tarihçiliği osmanlıca ve arapça bilgisine indirgeyen adam". Yazının tamamı için http://www.taraf.com.tr/makale/5787.htm

    --spoiler--
    Burada ilk göze çarpan husus, akademik dünyaya ve Türkiye'nin yeni tarihçilerine duyduğu sınırsız nefret. Kötülük, kötücüllük, kötü niyet, kötü yüreklilik. Eski dilde habis, habaset. Sürekli aklıma bu sözcükler geliyor. Kendisinin ciddi bir eğitimi olmadığından mı ? Sahi, herkesin 'yetersizliği'nden dem vuran bu zâtın kendi formasyonu nedir, var mı bilen ? Babasının elçilik kariyeri çerçevesinde, biraz dolaşmış. Arapça ve Osmanlıca öğrenmiş (ve tarihçiliği habire buna indirgemeye çalışıyor). Sonrasında, biraz Abdülbaki Gölpınarlı. Biraz ilber Ortaylı. Başka ? Tarihçilik kendinden bilgili insanlardan diffusion veya osmosis yoluyla mı geçiyor ? Lise nereden ? Üniversite ? Metod ? Historiyografi ? Dünya, Avrupa ? Entellektüel ufuklar ? Harcıâlem bir Osmanlı anekdotalliği, bir 'Ramazan eğlencesi' yazarlığı dışında (Murat Belge, tarihçiden 'hanedanın finoluğu'nu beklemek, demişti) ne biliyor, ne var ortada ?

    Her şey mat. Bir kere daha, tuhaf bir asimetri. Bizlerin her şeyimiz saydam, apaçık. Okuduğumuz üniversiteler. Lisanslarımız, master'larımız, doktoralarımız. Yetiştirdiğimiz öğrenciler. içinde yaşadığımız, genel kamuoyuna aktarması kolay olmayan bilimsel pratikler, şüphecilikler, sorgulamalar, prosedür kuralları, duyarlılıklar. Bir de bunlardan tümüyle habersiz, bizi ısırmaya, aşağılamaya, provoke etmeye kalkanlar.
    --spoiler--
    4 ...