mezunu olduğum 1967 yılında kurulmuş olan ilim irfan yuvası. ilk kazanılıp gidildiğinde ismi nedeniyle beklentilerin yüksek olduğu ancak başlandıktan sonra burası türkiye sözünün tekrar hatırlanıp umduğunu değil bulduğunu yediğin, dağınık yerleşimi ile labirenti andıran fakültedir. bölümler ayrı ayrı binalarda olduğu için gerek öğrenciler gerek hastalar gerekse personeli deli danalar gibi dolaşan bu yüzden de bahçesi önlüklü insan kaynayan yerdir. mezun olupta anadoludaki bir üniversitede asistanlığa başlayınca hergün bir aksaklığına sövdüğün bu yerin cennet olduğunu da anlarsın artık ama iş işten geçmiştir artık. bu arada hoca kalitesine diyecek lafımız yoktur. yarısı bi işe yaramaz torpilli koltuk sevdalısı olması yanında diğer yarısı gerçekten işinin ehlidir.yine de sonuç itibari ile isminin karizması yaptığı işten daha büyük olan mekandır...