18.
-
şafak-âlûde bir hadîka gibi
nazra-gâhımda ibtisâm eyler
sarı, fes rengi, penbe, sincâbî
bir kucak, bir yığın şükûfe-i ter.
krizantem, bu hande-i sâfa
münkalib girye-i yetîm-i hazân...
nâf-ı zerrîni serper etrâfa
acı bir nefha, bir şemîm-i hazân.
krizantem, bu nâmı pek severim,
önce duydum onun lisânından;
bana mûnis bugün o hâtıradır.
hep onun yâdigârıdır kederim;
açılır sonbahar olunca ayân,
krizantem içimde bir yaradır
tevfik fikret