aşk bu, nerden geleceği hiç belli olmaz.
olmuyor, olmayacak, öyle diyorlar.
aşk bu, bir hezeyan, heyecan katmak için hayata, uydurulmuş yavan bir bahane.
aslında hiç de böyle olmuyor be üstat.
ben bir yudum daha alırken biramdan, bir nefes daha çekiyor içine tanrıyı.
ben bir adım atarken, ondan uzaklaşıyorum; o olduğu yerde, göğe yükseliyor.
bir bakışında ben erirken, o bilmiyor, bilemiyor, tanımıyor beni.
o beni bilmiyor, ben onu biliyorum, yargılıyorum. başörtülü diyorum, öldürüyorum.
aşk bu ama! sormuyor ki, izin istemiyor ki, vakitlice, gelmiyor ki hiçbir zaman.
her zaman yürüdüğüm yollarda yürüyorum, her gün adımladığım kaldırımlarda bir değişiklik yok,
her gün uğradığım tekel yerli yerinde, ekmek aldığım bakkalım öylece duruyor.
ben değiştirmiyorum hayatımı, o benim hayatımı değiştiriyor.
bütün yollar her gün aynı yere çıkarken, bir gün,
onun yoluyla benim yolum kesişiyor!
ve, artık hiçbir şey eskisi gibi olmuyor.
acı dolu, fikir çatışmaları.
kandan eser yok ortada, ama kederde tüm askerlerim.
askerleri!
savaş için gerekmiyor, öfke! kin! düşmanlık.
savaş için, bir bakış bile yetiyor bazen.
savaşıyoruz,
o bilmiyor,
ben savaşıyorum,
onunla,
sessizce,
kendi kendime.