Gelişmekte olan ülkelerde uygulanan istikrar politikaları ülkelere göre farklılık gösterir. Bu yüzden genel olarak istikrar politikalarının değerlendirilmesi pek çok ayrıntının gözden kaçması tehlikesini doğurabilir. istikrar politikaları da iktisat politikaları gibi uygulandığı ülkenin şartları göz önüne alınmalıdır.
ikinci Dünya Savaşı sonrası ekonominin global olarak yönetilmesi için bazı uluslararası kuruluşların meydana çıkması gerekliydi. IMF ve Dünya Bankası, ikinci Dünya Savaşı'nın hemen ardından Bretton Woods'ta alınan kararla kuruldu. Bu girişim kısacası Keynes'in uluslararası para birliği önerisinin küçük değişiklerle ingiliz hükümeti öenerisiyle resmi görüşmelerin başlaması olarak özetlenebilir. IMF başlangıç aşamasında 45 üye ülkesi varken bugün 164'e varmıştır. IMF kuruluşundan beri para piyasalarını düzenlemede önemli bir rol üstlenmiştir. Dünya Bankası ise daha çok kalkınma kuruluşuolarak adlandıralabilir. Dünya Bankası'nın da bugün 180'i aşkın üyesi bulunmaktadır. IMF kuruluş amacı gereği çok kısa dönem politikalarla uğraşırken, Dünya Bankası ise daha çok uzun ve orta dönem politikalarla ilgilenir. IMF kendi amacını ekonomik politikaları yönetmek ve krizi önlemek olarak tanımlar. IMF kısa dönemde finansman zorluklarında başvurulan bir kuruluştur. Dünya Bankası ise özellikle 1980'lerden sonra gelişmekte olan ülkelere yapısal konularda program öneren, yoksulluk, AIDS, eğitim gibi sosyal konularda projeler hazırlayan bir kurumdur.
IMF'nin temel amacı istikrar politikalarıyla düzenli ödeme dengesi oluşturmak ve ticari kısıtlamaları azaltmaktır. Bu politikalar uygulandığında her sektör hemen hemen etkilenmiş olmaktadır. istikrar programlarının genel amacı makroekonomik dengeleri istenen şekilde oluşturmaktır. IMF'nin yapısı gereği 1980'lerin ortasına kadar büyüme ile ilgili IMF'nin gündeminde yer almazdı. 1984'te iyileştirilmiş izleme prosedürü Meksika ile uygulanmaya başladı. IMF'nin politika önerileri büyümenin temel taşı olarak yorumlandı. Bu program ilk kez 8 Ekim 1985'te IMF ve Dünya Bankası'nın ortak toplantısında dile getirildi ve Baker planı olarak adlandırıldı. Ancak 1990'larda çıkan tartışmalar IMF'nin politika paketleri hakkında tam bir görüş birliği içinde olduğu söylenemez. Örneğin Khan'da IMF politikalarının büyüme üzerinde olumlu etki yarattığı tartışılırken, Little ve diğerlerinde ise bu politikaların büyümeyle hiçbir ilgisinin bulunmadığı söylenir. Przeworski ve Vreelond'un yapmış olduğu çalışmaya göre , IMF programı uygulamayan ülkelerin büyümesinin daha hızlı olduğu ve IMF programı uyguladıklarında ise büyümenin düştüğü sonucuna varılmıştır. (bu araştırma ekonomik güçlükleri olan 135 ülkede yapılmıştır) Başka bir çalışmayı da IMF programı uygulayan ülkelerde üretim düşmeleriyle ilgili Hutchison yapmıştır. Çalışmada 1975-1997 yılları arasında67 ülke 462 program ve 160 kriz incelenmiştir. Sonuç olarak kriz dönemlerinde büyüme düşük, sonrasında ise büyüme ile ilgili sıkıntıların devam ettiği gözlenmiştir. iktisat politikalarına kapsamlı bir şekilde eleştiri getiren gruba yapısalcı iktisatçılar denir. 1970 ve 1980'lerde politikaları daha geniş ve kurumsal olarak bütünü ile eleştiriler. Bu iktisatçılara göre sorun kısa dönemli dengesizlikten çok kendini kısa dönemli dengesizlik olarak gösteren yapısal sorunlardır. Ancak yapısalcılarında tartışılması gereken noktalar vardır. Bunlardan birincisi gelişmekte olan ülkelerin sorunlarını gidermek için ortaya konulmuş politikaları yoktur. ikincisi ise ekonomide karar veren birimlerin davranışları dikkate alınmamıştır. Günümüzde IMF politikaları üzerine yürütülen tartışmalar dünya ekonomisi genelinde de yürütülmektedir. Bu eleştirilerin bir bölümü bu politikaların içeriğine, diğer bölümüyse uluslar arası piyasada dolaşan sermayenin risksiz bir ortam bulmasını sağlamaya yöneliktir. Küreselleşme karşıtlarına göre dolaşan bu uluslar arası sermayeden vergi alınmalı ve bu vergi fakir ülkelerdeki etkisizliği gidermelidir. Diğer bir görüş ise borçların affedilmesidir. Bunların gerçekleşmesi içinse IMF, Dünya Bankası ve Birleşmiş Milletler gibi uluslar arası kuruluşların işleyişinde değişiklikler talep edilmektedir. IMF'nin büyüme konusundaki yetersizliği hakkında 26 Eylül 2000 tarihinde Prag'da yapılan IMF';nin yıllık toplantısında bir konuşma yapılmıştır. IMF başkanı Horst Köhler kendi düşünceleri olarak dile getirdiği konuşmasında IMF'nin büyümeyi özendirici çalışmalar yapması gerektiğini vurgulamıştır. Bu konuşmadan sonra IMF birkaç yıl sonra bazı yeni düzenlemelere gitmiştir. Son değişiklerde büyümeden de söz edilmeye başlanmıştır. IMF 1990'lı yıllarda ortaya çıkan krizler için likidite krizi yönetimine girmiş; askeri harcamalar, yolsuzluk ve demokratik olmayan uygulamaların eleştirilmesini gündeme getirmiştir. IMF bu gelişmelerle birinci önceliği makroekonomik istikrar olma hedefinden sapmasa da, Dünya Bankası'nın bazı faaliyetleriyle paralellik göstermiştir.
IMF kaynak kullanımı konusunda 1950'lerden 1968'e kadar gelişememiştir. 1980'lerden itibaren ise IMF tamemen makroekonomik koşullara odaklanmıştır. Yakın tarihlerde ise IMF koşullarının sayısını arttırmıştır. IMF geçtiğimiz dönemde koşullarını gözden geçirmiştir. Bu gözden geçirmede fon destekli programlarını arttırmaya ve kamu girişimini de içeren danışma sürecini benimsemeyi hedeflemiştir. Bu çalışmada ekonomik programların başarısının uygulayan ülkede programın benimsenmesi olduğu sonucuna varılmıştır. 1980'lerden önce IMF koşulunu içeren antlaşmalar:
1-) Anlaşma boyunca uygulamaya niyetli oldukları programın özeti (Niyet Mektubu)
2-) Ön adımlar olarak adlandırılan ve anlaşma öncesi gereken politika değişiklikleri.
3-) Üç aylık ya da altı aylık dönemlerde istikrar programının ne kadar uyumlu olduğunun incelenmesi.
Bugün ise kriterler sosyal ve yapısal olarak iki bölümden oluşur
1-) Sayısal kriterler para ve krediler, finansal dengeler ve dış borç gibi makroekonomik değişkenleri kapsar.
2-) Yapısal kriterleri ise enerji, sosyal güvenlik sistemi reformu ve finansal sektörün iyileştirilmesi gibi değişkenleri kapsar.
Bu iki kriter grubundan başka kriterler de vardır. Gösterge hedefler, yapısal göstergeler, mihenk taşları ve program gözden geçirme gibi.
IMF koşullarını içeren programları IMF Kredileri ile desteklenmektedir. IMF Stand By anlaşması ile devreye girer. 1990'lı yıllarda değişikliğe gidilmeden önce IMF'nin kullandığı araçlar şunlardı: Genişletilmiş Fon Kolaylıkları, Yapısal Uyum Kolaylıkları ve Genişletilmiş ve Yapısal Uyum Kolaylıkları' dır.
Bu programlar bir yıl süren Stand-By anlaşmalarının tersine üç-dört yıl sürer ve genellikle düşük gelirli ülkelerde uygulanır. Kısa dönem ödemeler için kullanılan ve uzuluğu 12-18 ay arasında olan Stand-By anlaşmaları 1974'te uygulanmaya başlanan Genişletilmiş Fon Kolaylıkları (EFF) ile birlikte varlığını sürdürür. Stand-By ile sağlanan krediler ekstra bir burum olmadığı taktirde 2,5-4 yıl arasında geri ödenir EFF anlaşmalarının geri süresi ise 3 yıldan uzundur ve geri ödemesi 4,5-7 yıl arasında değişir. Gelişmekte olan ülkelerin kullanımı için 1990'lı yıllarda yeni bazu araçlar kullanıma başlanmıştır. Bunlar : Ek Rezerv Kolaylığı ve Koşullu ya da Şartlı Kredi Hattı'dır. Ek Rezerv Kolaylığı ilk defa 1997 yılında kullanılmıştır. Gelişmekte olan ülkelerde çok kısa dönemli ve büyük ölçekli finansman ihtiyacında kullandırılmaktadır.Bu kredinin geri ödeme süresi 2-2,5 yıldır. Ancak altı aylık bir uzatma süresi verilebilir. Koşullu Kredi Hattı 1999'da oluşturulmuştur. Bu kredi dünyanın herhangi bir yerinde krizin etkisinden korunmak için verilir. Koşullu Kredi Hattı'nın geri ödemesi Ek Rezerv Kolaylığı'ndan daha kısadır. IMF bir ülkenin başarılı olup olmadığı konusunda verdiği sinyaller, piyasa tarafından çoğu zaman aynı yönde algılanmamaktadır. Bunun nedeni özellikle ABD gibi büyük ülkelerin IMF'nin kararlarında belirleyici rol üstlenmelidir. Bu durumu akademik çalışmalar da dile getirmiştir. Örneğin; Baro ve Lee'de IMF'nin borç verme kararında ABD, Almanya, Fransa ve ingiltere etkili olmuştur. IMF başka kolaylaştırıcı mekanizmalarda oluşturulmuştur. Yoksulluk Azaltıcı ve Büyümeyi Kolaylaştırıcı Fonlar, ikame edici Finansal Kolaylıklar ve Acil Yardım gibi. IMF daha önce uzun yıllar düşük gelirli ülkelere Genişletilmiş Yapısal Uyum Kolaylıkları aracılığı ile yardım ediyordu. ikame Edici Finansal Kolaylıklar oldukça eski bir fondur. Bu fon dünya fiyatlarındaki aşırı dalgalanmalarla tahıl ithal eden ülkelerdeki maliyeti yükseltmesi ya da ihracattaki ani düşüşlere karşı oluşturulmuştur.
Makro ekonomik dengesizlikler yaşayan ülkeler IMF'ye başvurdukları zaman işleyen süreç 1990'ların ilk yarısında ne kadar değişse de temel olarak pek fazla değişiklik göstermemiştir. Musa ve Savastona'da bu süreç: 1)Başlangıç, 2) Mavi Yakalılar, 3) Müzakereler, 4) Resmi Onaylama, 5) izleme, 6) Gözden Geçirme 7) Tamamlama aşamalarıdır. Bir istikrar programı uygulamasında IMF çalışanlarının etkisi vardır. Kaklı ki; devlet yönetimi bu konuda aktif değilse IMF çalışanlarının etkisi daha büyük olur. IMF tavsiye edilen program paketini mekanik şekilde tasarlamaktadır ve teknik bir yaklaşımla mekanik bir biçimde izlemektedir. istikrar politikalarının önceden belirlenen hedefleri tutturması, teknisyenlerin belirlediği hedeflerden daha önemlidir. Çünkü teknisyenlerin kariyerleri bu hedeflerin ne kadar tuttuğuna bağlıdır. Bu yüzden istikrar politikalarının teknik olarak önceden belirlenmiş hedeflere ulaşması IMF teknisyenlerinin kariyerleri için önemlidir.
istikrar politikaları benzer yapıdaki ülkelerde bile farklı sonuçlar ortaya çıkarmaktadır. Bunun temelinde uygulama ve kurumsal yapı farklılıkları vardır. istikrar politikalarının başarılarının sadece uygulayıcılara ve teknik kadroya bağlamak yanlış olur. Örneğim; istikrar politikasının uygulandığı ülkede toplumun değişik kesimlerinin politikaya verdikleri destek politika uygulamalarının sonuçlarını önemli ölçüde etkiler. Gelişmekte olan ülkelerin istikrar politikalarına ihtiyaç duyması ekonominin kendiliğinden ilerlememesinden kaynaklanır. Sert bir istikrar politikası uygulandığı zaman en çok zarar gören kesim düşük gelirliler ile ücret ve maaşa dayalı gelir sahipleridir. Bu yüzden de bir istikrar politikası uygulamasından önce çok ciddi anlamda plan ve program yapılması gerekir.