tanımlamalara girmeden, her insan asimile edilir demek istiyorum. yani, doğmadan önceki durumumuzu koruma şansımız yoksa, hepimiz asimile edilmiş canlılarızdır diye değişik bir bakış açısı geliştirebiliriz. burada baskın olan, asimile eden ailemiz, çevremizdir. ilk yıllarımızı(0-3 yaş) es geçersek yavaş yavaş kendimizin asimile olmuş haliyle karşı karşıya kalırız. 'koşma düşersin' denilen çocuk, düşmeyi bilmek için önce düşer daha sonra 'koşma düşersin' cümlesini anlar. ilk etapta yalnızca kelimenin kökünü kavrayan çocuk koş-ma nın olumsuz ekini atar ve koşmaya başlar. sonra da bir güzel düşer. beyin yavaş yavaş olumsuzlukluklarla asimile olur. bunun gibi bir çok örnek verilebilir. bu da hiç bilmediğin bir yönde asimile edilmen değil midir? şimdi aynada gördüğümüz, bizden çok asimile edilmiş halimiz değil midir? ama bilindiği gibi bunun farkında olmak için bilincin açılması, düşünmenin geliştirilmesi, fikir üretilmesi gerekir. bu da demek olur ki asimile edilmeye bir son vermeyi isteyen kişi var karşınızda. her şeyi yeniden düşünmek, öğrenilmiş bilgiyi yok sayıp yerine yenisini koymak ne kadar zorsa kişinin asimile olmasından kurtulması da o kadar zordur.