düşünmeyi bırakıp sürükleniriz günlük yaşama zaman zaman... günler yoğun geçer, bedensel işlevlere veririz kendimizi, alışkanlıklar bırakmaz yakamızı ve artık öyle bir hal alır ki gün içinde yaptığımız eylemler üzerinde durmayız. başka yaşamları gözlemlemek mümkün olmaz bu dönemde. ve an gelir birden içinde şimşekler çakar, daralırsın, nasıl bir yaşam sürdüğünü; bu yaşamın neresinde olduğunu sorgulamadan kaptırırsın kendini boşluğa. mesele sorgulamaktır. kendine döndüğün an farketmeye başlarsın her şeyi adım adım. "her şey" dedim, pardon. ne kadar görebilirsen ve aslında ne kadar biliyorsan; o kadarıyla görürsün. bir sürü yanlışlar bulur, farkedersin. her açıdan bakar ve en acımasız eleştirileri yaparken bulursun kendini. eksikliklerini görüp, olmak istediğin kişiden ne derece uzaklaşığını farketmeye başlarsın. sonra yeni kararlar alırsın hayatınla ilgili, kendini geliştirmeye yönelik.
yeni bir kadın olma vakti, sorgulama sürecini bitirip olmak istediği kişiliğe ulaşmaktaki ilk adım. kişisel devrim...
eksiklikleri gidermek, benliğe bir şeyler katmak birer yenilik...
ama varolanları eksiltmek mühim olanı.
en önemlisi "yeni bir kadın olma" düşüncesinin sabah uyandığında da aynı heyecanla ve kararlılıkla hissetmekte.