mustafa denizli'nin garantici oyun anlayışı ile sahayı galatasaray'a teslim edip, akıllı gol ayakları ile sonuca gittiği karşılaşmadır. zira maç telafisiz ve elinizdeki kadro bu tip bir oyuna müsait. buradan ahkam kesmesi kolay. teknik direktörlük koltuguna bir oturun bakalım işler nasilmiş?
hele hele maçın 45. dakikasında takımınızın 10 numarası oyundan çıkmış. kazanmak için yapabileceginiz tek hamle kalıyordu. denizli de onu yapıp maçı aldı. olay bundan ibaret.
bunun adı futbol, girdiğin pozisyonları atacaksın. yoksa adama götüyle gülerler.
sahada iki takımın da kaybedecek şeyleri aynı olsaydı, o zaman ben görürdüm galatasaray'ı.
streslisin, kendi sahanda ortalıgı yıkan bir taraftarın var, kazanmak ya da hiç degilse kaybetmemek zorundasın.-ki öncelik kaybetmemek- ne bekliyordunuz ki bu maçtan?
taraftarı mest eden bir oyun yoktu sahada ama büyük bir takımın yenilmediğini gördük. işinize gelirse!
bu sezon beşiktaşımıza şampiyonluk anasının ak sütü gibi helaldir. zira bu yolun sonunu getirmeye bir maçımız daha var. haftaya düğüm çözülene kadar büyük konuşmamalı...