onu daha iyi anlamak için; onun sigarasını içiyor, gecemi ona adıyor, düşüncelerimde sadece onun yer almasını sağlıyorum. ilk defa bu şekilde bir zaman ayırıyorum ona. yeterince erken ayıramayışımın belli bir sebebi yok. onun erken davranması ve benim belirsizliğe olan zaafım dışında...
bir buçuk aylık bir ilişki... sanki seneler geçmiş gibi o soğuk denizden, hastane lambaları ve gece çaylarından...
boyutlanan ve anlam değiştiren ilişkinin saçma oyunları... hırpalıyor, sıradanlaştırıyor yaşantıyı.
yaşananlar bir gerçek olarak, hayali yaşamaktan daha kötüye dönüşüyor. ruhani tat ortadan kalkıp bedenin ayrıntılarını gizlediğinde somut düzlük görünüyor.
ve her şey metalaşıyor. artık duyular geçmişi hatırlatmayacak.
aşk oyunu denen şey hangi perdede kalmıştı hatırlamıyorum. doğaçlama yapacak özgürlük yok!
replikler yetersiz kalsa da oynuyorum. hayata!