mardan palace

entry30 galeri
    11.
  1. eski adı safisa istanbul palace dı bu otelin. adamın biri uyanıklık edip isim hakkını alıp 250 milyar isteyince telman amcamın kafası atıp otelin ismini değiştirdi.
    otelin santiyesinde ömrüm çürüdüğü için az bilinen seyleri sizinle paylasabilirim. ben ayrıldıgımda otelin %75 i falan tamamlanmıstı ve 700 milyon dolar harcanmıstı.normalde 250 milyon dolara rahat rahat bitirilir bu otel ama gariplikler had safhadaydı. otelin santiyesinde bulunan herkes birbirini sikme derdindeydi sonucta olan telmana oldu tabi.o kadar cok olay vardır ki;
    mesela otelin dıs cephelerini kaplayan firmanın sahibinin ogluyla telmanın sag tassagı olan huseyin davudoglu nun kızı (ya da digerinin kızıyla oglu tam bilmiyorum) evlidir. ve inanılmaz fiyatlarla calısıyordu bu şirket şantiyede. şöyleki betopanın metrekare fiyatı (insaatcılar malzemeyi ve fiyatını bilir) 300 eurodan yapılıyordu. adamlar her ay 2 milyon dolarlık hakediş cıkarıyorlardı. o şirketin santiye sefi prim uzerinden calıstıgı için iki sene içinde arsasını alarak 2 ev yaptırdı son model de bir araba aldı. siz dusunun artık denyolugu.
    telman a gelince cok ilginc bir adamdı. otele gelişi skandal gidişi skandal. adam geliyo diye insaat demirlerinin pasını silen işçiler gorebilirdik. lobinin oldugu blokta (santiye zamanında e blok diye gecerdi) spiral sesi ne bileyim kaynak sesi duyulmazdı.çalışmayı iptal ettirirdi.
    skandallar coktu dedigim gibi. mesela bu adamın bir villası vardır otelin deniz tarafında. bu villayı komple bitirmiştik. sonra teşrif ettiler. baktı baktı,
    -ben sizden villa istemiyorum saray istiyorum dedi
    haydaa cektikten sonra yıkıldı koca bina. yeni projeler falan bastan tekrar yapıldı, boyle kocaman bişey. yine teşrif etti
    -guzel olmus proje ama kat yuksekligini begenmedim dedi
    adamın boyu 1.50 yaptırdıgı binanın kat yuksekligi 6 metre oldu.dusunun artık herifteki sacmalıgı.
    otelin her yeri boyle surekli yıkılıp yeniden yapıldı. bana sorarsanız o yuzden bi boka benzemiyo otel. kral dairelerini ben yaptıgım için en luks yerinde bile kalmak bana cezbedici gelmiyo.kral dairesi dedim bi anı daha geldi aklıma.
    bir gun bu adam geldi kral dairesini incelicek. toplandık butun o kısımla ilgilenen mimarlar muhendisler adama gosteriyoz.duvarında proje asılı.bilgi olsun kral dairesinin kapalı alanı 400 metrekare onunde arkasında teras var kendi yuzme havuzu var falan filan. teraslarla 600 metrekare bi yer. at kostur yani. salonu da 100 metrekare. şimdi salonda duruyoruz bu adam geldi,
    -burası kac metrekare
    -100
    -yok o kadar yok gibi geliyo bana
    -projeye bakıyoruz 100
    -projeye uygun yapıldı mı peki
    -tabiki
    akabinde koca koca biz mimarlar ve muhendisler elimize aldık metreyi odanın sagını solunu olcup adama ispat etmeye calısıyoz. neyse dedigimiz gibi cıktı adamın soyledigi laf suydu
    -bana kucuk geldi
    herkes sovuyodu o kadar sey yıkılcak diye. akabinde ne oldu bilmiyorum ben işten ayrılmıstım cunku askerlik nedeniyle. askerlik te cok kotu gecti onu baska bi zaman anlatırım.

    bu kadar seyde teknik olarak sunu soyleyebilirim, postmodernizmin dibine vurmustuk. otelde caktıgımız seyler; moda iskelesi, beşiktaş iskelesi, dolmabahçe sarayı, kız kulesi, da vincinin tasarladıgı galata koprusu,haydarpaşa garı daha bi suru detayda vardır eminim.
    tek kelimeyle oteli anlatırsam

    (bkz: israf)
    6 ...