aslında "üniversiteli kızların cinselliklerini doyasıya yaşayabilmeleri" olan, ancak karakter sınırını aştığı için yukarıdaki gibi bahsi geçen durum, fenomen.
evlerinden ayrılıp, yüksek tahsil yapmak için gurbet illere giden kızlarımızın, ergenlik çağında maruz kaldıkları cinsel hormonların saldırılarının da etkisinde kalarak, her türlü denetim mekanizmalarından***** uzaklaşmalarını fırsat bilip, yaşadıkları tecrübeler bütünü. bunların iki çeşidi vardır: öğrenci yurdunda kalanlar, evde kalanlar.
1)öğrenci evinde kalanlar: bunlar için ilişkiye girmek, çaktırmak veya sadece yiyişmek çok kolaydır. erkek arkadaşını/cuma gecesi kulüpten düşürdüğü erkeği rahatça evine alabilir. tabi evsahibinin ve komşuların haberi olmadan. eğer kafa bir ev arkadaşı varsa (ki bu niyeti taşıyan kız kafa dengi bir ev arkadaşı seçecektir kendine) ona durumu önceden haber verip "böyle böyle bi durum var, sen biraz dışarda gezip dolaşsan" gibisinden bir rica/emir cümlesiyle meramını anlatır. üniversiteden mezun olduğunda folloş olma riski vardır.
2)öğrenci yurdunda kalanlar: evde kalanlara göre daha abaza bir kesimdir. kendi aralarında bunu dillendirmekten geri kalmazlar. eğer erkek yurdu yakındaysa, oradaki erkek arkadaşının odasına ders çalışma bahanesiyle izin alıp girebilir. veya erkek arkadaşının/cuma gecesi kulüpten düşürdüğü erkeğin evinde sabahlayabilir.
işte halk arasında "üniversitede kızlar teklif ediyormuş" söylentisinin kaynağı budur, kızlar baskı olmayan ortamlara girdiğinde cinselliğini doyasıya yaşamaya bakarlar. dikkat etmek lazım tabi...