derslerine yormadığın kafanı yoğun biçimde yorduğun andır.
beşiktaşımızın her şey iyi giderken bir anda tökezlemesiyle kısa sürede bizi düş kırıklığına uğratmasından mütevellit değişik özellikler kazanmıştır taraftar.
bak şimdi, beşiktaş 2-0 mağlup mu? dakika 85 olana kadar maçı 3-2 kazanma umudun hep vardır. 2-0 mağlup musun? dakika 85'i geçtiğinde 2-2 biteceğini umarsın... 1-0 mağlup mu? 88. dakikaya kadar maçı 2-1 alacağını umarsın, 90'ı geçti mi, 1-1 bitecek dersin. berabere mi maç? hakem bitiş düdüğünü çalana kadar maçı 1-0 alacağınızı düşünürsün...
bilirsin ki bu takım 90 ve 90+'da attığı gollerle çok maç aldı... çok maçta 2-0 mağlubiyetten 85, 88, 90+'da attığı gollerle 3-2 galip ayrılmayı bildi. "5 dakkada beşiktaş" manşetleri çokca atıldı... rakip taraftarlar bile takımları beşiktaşla oynarken her ne kadar üstün futbol oynarlarsa oynasınlar, hakem bitiş düdüğünü çalmadan galibiyet mutluluğunu doyasıya yaşayamazlar.
yani ne umut biter, ne tedirginlik...
umutlar yarınlara da kalsa, mutluluktan sevinçten çıldırsak da, kanser de olsak, bağırmaktan 10 gün fısıltı şeklinde de konuşsak, biliriz ki, herkese nasip olmaz beşiktaşlılık...
yine o anlardayız...
ve her maç söylüyoruz...
bu sene şampiyon görelim sizi!
ölmeden mezara koymayın bizi!