toplum siyasi tercihlerine dehasından daha fazla ilgi göstermiştir. oysa ki, şiirlerinde vermeye, aşılamaya çalıştığı mesajları göz ardı ederek(tabii ki farklı görüş destekleniyorsa) şiirleri analiz edildiğinde her şiirde ayrı bir şov yaptığı fark edilir. büyük insandır, öyledir böyledir beni çok ilgilendirmiyor açıkçası, ama şiirlerindeki matematiği ve ahengi tutturabilen başka bir şair ne yazık ki türkiye'den çıkmamıştır. nazım hikmet okumayı daha çok seviyor olsam da şairliği açısından türkiyenin bir numarası olarak kesinlikle necip fazıl'ı görmem de bundandır. bir daha kimsenin de anlam bütünlüğünü bozmadan bu kadar mükemmel bir dizilişle bu kadar ahenkli şiir yazabileceğini düşünmüyorum.
şöyle bir örnek verirsek:
"Vicdan azabına eş kayna kayna Sakarya
Öz yurdunda garipsin öz vatanında parya
insan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su
Bir hayata düştük ki hayata kurmuş pusu
Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek
Siz hayat süren leşler sizi kim diriltecek
Kafdağını assalar belki çekerde bir kıl
Bu ifritten sualin kılını çekmez akıl
Sakarya saf çocuğu masum Anadolu'nun
Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun
Sen ve ben gözyaşıyla ıslanmış hamurdanız
Rengimize baksınlar kandan ve çamurdanız
Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader
Aldırma böyle gelmiş bu dünya böyle gider
Bana kefendir yatak sana tabuttur havuz
Sen kıvrıl ben gideyim son Peyganber kılavuz!
Yol onun varlık onun gerisi hep angarya
Yüz üstü çok süründün ayağa kalk Sakarya.."
kanımca sanatının doruğu olmayan bu eserde bile bütünlüğü hiç bozmadan inanılmaz bir kelime seçimi yetisi göstermiştir. özellikle parya kelimesinin kullanımında (öz vatanında parya) kelimenin sosyal boyutu yanında dışlanmışlık anlamının da olması ve ifrit kelimesinin "iç kemiren" anlamı yanı sıra doğu masal ve efsanelerindeki kötü korkunç cin anlamının olması ve kafdağı gibi masal göndermesi yüklü bir kelimeyle aynı beyt de kullnılmış olması takdire şayan. hayranlıkla bakıyorum.