nefes almaya tahammülüm yok, pencereden bakmaya da...menekşelere su vermekse hiç gelmiyor içimden, hiçbir sözcüğün telaffuzu adın kadar güzel değil, en sevdiğim şarkının sözlerinde boğuluyorum. geceyi sevmiyorum, ne kadar karanlık o kadar uzak...gerçi sabahlarımın da bir anlamı yok hani... taze ekmek kokusu, yeni pişirilmiş reçel...hiçbiri soframda senin kadar yer tutmuyor! haber bültenleri seni benden daha da mı uzaklaştırıyor ne? onları da izlemiyorum, kitaplarıma küsüm, içinde seni anlatan tek satır bile olmayan kitaplarıma; oysa seni anlatmak bir başkaldırıdır kurgulanmış tüm aşklara ! köhnemiş balıkçı teknelerine gidiyorum, sevdiğin yosun kokusunu içime çekip bekliyorum; gelmiyorsun. rüzgar saçlıydım ya rüzgara direniyorum gelişini ilk ben göreyim diye. yoksun işte, kendimi kandırdığımı biliyorum...hiç tanımadığım insanların yüzüne çiziyorum yalnızlığımı,yalnızlığımsa aşina dost yüzleri çiziyor bıraktığın boşluğa... gidişin, son cümlesi eksik bir paragraf oldu hikayeme, özlüyorum seni ...