günlerden cuma, saat gece 03.30 sularıydı. elimde, yarısını gecenin içtiği diğer yarısını dişlerimin ezdiği bir sigara... radyoyu kurcalarken belli belirsiz, karıncalı bir sesle son birkaç mısrasını yakaldım...
şöyle diyordu;
- ................................
- hasret yanar gecelerim ah sensiz,
- davran gülüm esen yel ol gel bana,
işte o an keşfettim bu türküyü ve pek çok zaman geceyi bitirdiğim türkü olmuştur. belki gece, sigara ya da türkü değildi keşfettiğim, belki de bir türküde onsuzluğun bu kadar anlamlı ifade edildiğini keşfetmiştim.