koyunun olmadigi yerde keciye abdurrahman celebi derlermiş. herkes abdurrahman celebi'nin kim oldugunu secmekte ozgur. buna demokrasi deniyor.
deniz feneri davasi'nin ne oldugunu bilmeyince ort bas gibi seyler dusunulmesi normal. inancli insanlarin yardim konusundaki fikirlerini bilmemekle ust uste gelince boyle bir durum yasaniyor. bir muslumana gore deniz fenerinin yaptigi vicdani acidan suc degildir. insanimiz bilgi sahibi olmadan kanaat sahibi oluyor.
şimdi bir seyleri anlamaniz acisindan deniz feneri davasina bakalim. hic olmazsa bunca zamandir konustugunuz seyin ne oldugunu anlayin. avrupa'da inancli turkler bir dernek kuruyor. bu dernek kurulabilmek icin alman hukumetinden izin alirken ancak almanya icinde yardimlar toplayip dagitacak seklinde izin alabiliyor. dernek bu kanuna uygun kurulmak zorunda olsa da asil amaci turkiye'ye topladigi paralari bir sekilde aktarmak turkiye icinde yardimlara destek vermek.... alman deniz feneri'de bu olay icin para aklama amacli sirketler kurup harcamalar yapiyor gibi gosteriyor.. simdi bu alman hukumetine gore suc fakat turkiye icin bir kazanc.. bu davanin turkiye icindeki yardimcilarini bulmak turkiye'ye ne kazandiracak? turkiye'deki fakirlere yardim icin yurtdisindaki turklerden para toplayip bunu gizli yollardan getirmek inancli insanlara gore kahramanliktir.
alman hukumeti neden ordaki turklerin turkiye'ye yardim gondermesine karsi diye dusunebilrsiniz. turkiye'de oldugu gibi yardim derneklerine yapilan bagislar vergiden duser. alman hukumeti verilen paralarin vergiden dusmesi sonucu bir vergi zararina ugramakta.. kemal sunal'in bir filminde bir suru cocuk bulup kendi cocugu gibi gosterip alman devletinden para almasina benzer. bir nevi alman devletini dolandirmak... kendi ulkemizde kendi devletimizden vergi kaciranlari dusununce cok masum kaliyor. şimdi biz zenginden (ç)alip fakire veren robin hood'larin yargilanmasini istiyoruz!