dondurma yalamanın da bir estetiği olması hasebiyle, önemle değinilmesi gereken bir konudur.
şimdi yaz geldi, sıcaklardan bunalan bünyelerin ilk aklına gelen şeylerden birisi dondurma, çilekli, karamelli, kakaolu, antep fıstıklı, sade vs.. hepsi güzeldir, severiz, yalarız.
peki dondurma nasıl yalanmalı?
efendim, kişinin dondurma yalama biçiminden, az çok kişilik tahlili yapılabileceğinden dolayı, dondurma yalamak ayrı bir özen ister, yalama şekilleri de, dondurmanın çeşitine göre değişir.
misal: bildiğimiz, klasik, külahlı dondurmaysa söz konusu, sopa tutar gibi tutmamalıyız külahı, daha nazik, ince belli bardaktan çay içer gibi, serçe parmak havada, bir gestus örneği çizerekten, ağza yaklaştırıp, inek dili gibi dilimizi kocaman çıkararak değil de, böyle biraz daha nazik, yarıya kadar çıkarıp, yavaşça, usulca bir kadına dokunur gibi yalamalıyız.
bazı arkadaşlar, külahı komple ağızlarına sokup, geri çıkarıyorlar, dondurmanın yarısı yok oluyor bir anda ve çirkin bir görüntü oluşuyor, esefle kınıyoruz.
bazıları da, çocuk gibi oynuyorlar dondurmayla, böyle dondurmayı dilinin tam ortasına bastırıp, külahı döndürmek suretiyle yalıyorlar, onlar da şirin ama dediğim gibi, doğru yöntem değil.
magnum, maks, ya da ona benzer çöplü dondurmaysa, estetiklik daha bir önem kazanıyor efendim, kızgın çöllerden serin sulara atlandığı hissini verebilmeniz gerekiyor jest ve mimiklerinizde, mesela bazıları, dışının çukulatasını ayrı, içinin dondurmasını ayrı yiyorlar, yanlış.
magnum reklamlarını da kıstas olarak almamak lazım, zira hiç kimse, denizden çıkmış buz gibi... yok lan dur, dolaptan çıkmış buz gibi dondurmayı, hart diye ısıramaz, hard bir görüntü olur, reklamlarda güzel görünüyor olabilir ama kazın ayağı öyle değil, mazallah dişleriniz sızlar, düşleriniz zedelenir, denemeyin sakın.
dondurmanın çöpünden yine serçe parmak havada olacak şekilde tutun ve alttan yukarı güzelce bir dilleyin dondurmayı, her yerini dillediğinizden emin olduğunuz dondurma yavaş yavaş gevşemeye başlayacaktır, işte tam bu sırada yatak odası ses tonu ile, yalarım, yutarım şeklinde fısıldayarak hem kendinizi, hem dondurmayı, hem de görenleri, bambaşka bir dünyaya sürüklemiş olursunuz.
