asker uğurlama sorunsalı

entry8 galeri
    1.
  1. türkiye'de her iki ayda bir askere alım yapılır. Neticede, her iki ayda bir asker uğurlama sorunsalı baş gösterir. Bu bir sorunsaldır çünkü, askere yollarken yapılan şey aslında şehir magandalığından başka bir şey değildir. Yeni bir tansei dibimizde oluyor ve mahallenin milliyetçi gençleri bir araya gelmiş avazları çıktığı kadar bağırıyorlar. Sanki bir futbol maçının orta yerine düşmüş gibi hissettiriyor insanı. Ve o bilindik tezahürat, "en büyük asker, bizim asker". Bu işin doğasına aykırı bir haykırış bu. Zira, her grup kendi askerini bir diğerinden üstün görüyor. Milliyetçi geçinmekte bunu gerektirir zaten. Daima birilerinden üstün olduğunuzu sanırsınız.

    Asker uğurlama, önce askere gidecek kişinin mahallesinde gürültü tufanı çıkarmakla başlar. Bu magandalığın devamı araçlara binildikten sonra trafikte başlar. Kornalar çalınır, kafalar arabanının dışında seyir edilir, tezahürat son derece gürültülü bir biçimde devam eder ve sakın bu gurplarla söz dalaşına girmeyin çünkü tatsızlık çıkarmakta üstlerine yoktur. Magandalık öyle hat safhalara ulaşır ki yaşadıkları bölge, o gün, onlar için kapatılmıştır sanırlar.

    Askere uğurlamanın son aşaması ise otogarda başlar. Öyle bir kalabalık doldurur ki otogarı, tüm trafik kitlenir. Araçlar bir metre yol alamadıkları gibi kalkış saatlerini bir saat aştıkları bile olur. Sorun sadece otobüsün yola çıkamaması değildir elbette. Askeri otobüse bindirmeden önce, yerdeki kalabalık, son taşkınlığını yapmaya başlar. Gözlerimle görmesem bunları yazmazdım sevgili yazarlar ama gördüğüm şeyler kadınlara tacize kadar uzanır. Çünkü grup kalabalık ve güçlüdür. Etraflarındakilere verilen göz dağları kimi aileler için sineye çekilesi bir durum olur. Olaylara karşı seslerini çıkartamazlar. Çıkartanlar olmuştur elbette ama sonunu siz tahmin edebilirisiniz.

    Peki, askerlik dönüşü askere bu şekilde yollanan insanlar neler düşünüyorlar? Ya da askere giderken düşledikleri o ortamı buldular mı? Güneydoğu'da yaşananları televizyonda duydukça evlerinde hırslanan bu delikanlılar hakkari görevi çıkmasın diye dua ettiler mi?

    Bu insanların çoğu askerlik dönüşü küfür ede ede evlerine geldiler. Kafalarında düşledikleri ortamı asla bulamadılar çünkü, kendilerini değerli sandılar. Oysa görev uğruna ölmedikçe kimse değerli değildi. Çoğu bunu gördü. Değerli olabilmek için ya ölmeleri, ya öldürmeleri ya da bir mayına basıp veya bir kurşuna isabet edip gazi olmaları gerekiyordu. Komutan sorar, "nasılsın asker" diye, asker cevap verir, "sağolun komutanım" diye. Bu diyalog bile ordaki durumu gösterir. Komutanın sağ olması yeterlidir ve gerisi teferruattır.

    Sonuç olarak, bu kadar gürültü ve patırtıyla askere gitmek ve şehirde magandalık yapmak insanlığa sığmaz. Bunun yerine bir grup arkadaşla bir geziye çıkmak, bir barda veya belirlenen kapalı bir mekanda eğlenmek yeterlidir. Kimileri de sessiz sedasız askere gider. Etrafındakiler onun askere gideceğini bile duymazlar. Olması gereken budur ve çevreyi rahatsız eden asker uğurlamaları yasaklanmalıdır.
    3 ...