Danıştay II. dairesine Alparslan Arslan adlı saldırganın gerçekleştirdiği silahlı eylemidir. Alparslan Arslan bu saldırıyı, Danıştay II. dairesinin türban hakkında aldığı kararlara tepki olarak gerçekleştirdiğini ifade etmiştir. Ancak Ergenekon iddianamesi'nde Danıştay Saldırısı'nın Ergenekon terör örgütü'nün talimatıyla gerçekleştirildiği savunulmuştur.25 Temmuz 2008'de kabul edilen Ergenekon soruşturması iddianamesinde Danıştay Saldırısından sorumlu olarak Ergenekon örgütü gösterilmiş ve azmettiricisi olarak emekli Tuğgeneral Veli Küçük gösterilmiştir
Saldırı sonrasında, Danıştay ikinci Daire üyesi Mustafa Yücel Özbilgin ölmüş, aralarında daire başkanı Mustafa Birden'in de yer aldığı dört üye daha yaralanmıştır. Arslan, saldırı sonrasında kaçmaya çalışırken Danıştay'da görevli polis memurları tarafından yakalanmıştır.
Saldırıya Türkiye'deki belli kesimlerden tepkiler gelmiştir.
(buraya çok dikkat, 2009 dan bakıldıgında durum nasıl gözüküyor peki sayın eski cumhurbaşkanı bu açıklamayı tashih etmediler hala) Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, 19 Mayıs 2006'da yaptığı açıklamada, "saldırının sadece Danıştay'a değil, laik devlete de yöneltilmiş olduğunu" söylemiştir.
Saldırıdan sonraki gün kaldırılan Yücel Özbilgin'in cenazesi sırasında bazı kesimlerce irticaya ve irticanın oluşmasına imkân verdiği iddia edilen Tayyip Erdoğan Hükümeti'ne tepkiler yağmıştır. ( tepkilerin organize oldugunu bugün iddia edilen ergenekon terör örgütü iddianamesinden göreniyoruz) Cenaze namazı öncesi ve sonrasında "Türkiye laiktir, laik kalacak" sloganları atılmış ve cenazeye gelen AKPli hükümet üyeleri "katiller dışarı" sloganları ile protesto edilmiştir. Cenazeye gelen yargı ile YÖK üyeleri, cumhurbaşkanı ve askerler ise göstericiler tarafından alkışlanmıştır!!!!!!!
bugün 17 mayıs 2009, danıştay da bu menfur saldırıyı kınama ve öldürülen arkadaşları mustafa yücel özbilgin i anmak için bir araya gelen özbilgin in çalışma arkadaşları, ergenekon iddianamesini yazan savcıya teşekkür etmek yerine, olayı aydınlatmaya olan kararlıgını tebrik etmek yerine ne diyorlar bir bakalım,
--spoiler--
yapılan Törene Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, Yargıtay Başkanvekili ihsan Akçin, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Özdemir Özok, Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mustafa Kökçam, Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay'ın bazı üyeleri ile Danıştay mensupları katıldı.
Danıştay saldırısıyla ilgili bir konuşma yapan Danıştay 5. Daire Başkanı Salih Er, Türkiye'de türban sorunu yokken bu konuyu kaşıya kaşıya günümüze taşıyanların bu saldırı karşısında bugünde düşünmesini istedi.
"Yargı mensupları yerine ulemayı koyanlar, onlara danışarak hareket edenler, bulundukları makamın ağırlığını, sorumluluğunu duymaktan uzak olanlar bugün yeniden düşünmelidirler." diyen Er, katilin geçmişteki söylemleri üzerinden sonuca varmayı yeterli görenlerin de bilgi kirliliği, yönlendirmeler karşısında düşünce pencerelerini biraz daha aramaları gerektiğini savundu.
Mustafa Özbilgin'in yitirilişinin kendilerine büyük bir acı verdiğini ama hukukçuların kenetlenmesini sağladığını ifade eden Er, şunları söyledi: "Ben bir düş gördüm. Ülkemin Başbakanı Danıştay'a sahip çıkıyor, türban kararından sonra 'Bunlar bu gidişle evin içine de karışacaklar. Efendi bu senin işin değil Diyanet'in işi. Yasamada, yürütmede bazı adımları atarız ama Yargı'daki adımı bizim atmamız mümkün değil. Açık konuşuyorum Danıştay'da birçok engelle karşı karşıyayız.' diyenleri hukukun üstünlüğünü tanımaya çağırıyoruz. Ülkemin Başbakanı yargı kararlarına saygı duymayı, herkesin içine sindirmesi gerektiğini söylüyor. Can Dündar'ın dediği gibi saldırganlığa zemin hazırlamamak için 'Başbakan nasıl konuşmalıdır'ın dersini veriyordu. Ülkemin savcıları insan onuruna sahip çıkıyorlar, soruşturmaların gizliliği konusunda büyük duyarlılık gösteriyorlardı. Sabahın erken saatlerinde evlerin arandırılıp, anlatımların yanlı yandaş basına aktarıldığı, devlete yıllarca hizmet etmiş kişilerin gözaltına alınma sürecinde örselenmiş ruhların bırakıldığı, ceplerinde kalbi kırık ömürler ve tansiyon hapıyla dolaşmaları yaratıldığı dönemleri kınıyorlardı. Geleceğin Türkiye'si soruşturmasının savcısı, insan onurunu güvence altına alan bütün kuralların, insan hakları kapsamında olduğunun dersini veriyordu."
Salih Er'in konuşması, salonda bulunanlar tarafından uzun süre alkışlandı.
--spoiler--
görüldügü gibi ailesininde oldugu bir ortamda, yargının en üst seviye de katıldıgı bir ortamda, danıştay 5.dairesi başkanının yaptıgı konusmadır, saldırı katil alparslan aslan tarafından başörtüsü için işlenmiş, ergenkon iddianamesini yazan savcı da hukuktan anlamayan adamın birisi imiş, başbakan da demokratik degilmiş!!!!
yani törende atılan sloganları hatırladınız mı, hükümet defol, kahrolsun şeriat, mahkeme başkanları baro başkanı ve komutanlara alkış, zaten o komutanların en komutanlarıda ne diyordu ortaya 30cm zırh delen law silahları için bunlar boş, peki aynı kazıda 15 tane de dolusu bulunmuştu, peki anamuhalefet ne dedi o boş law silahları için, "silah degil onlar boru", peki özbilgin in çalışma arkadaşları ne diyor, "ergenekon savcısı haddini aşıyor", sizce bir yanlışlık yok mu burda? en çokta ailesine kızıyorum, dag gibi babanı öldürmüşler yigidim tüm bu olanları trene bakar gibi mi izliyeceksiniz, ne zaman konusacaksınız?