insan demeye dilimin varmadığı bu zat öyle yakışıklı, öyle yakışıklı, öyle yakışıklı, öyle yakışıklı ki...kendisi istanbuldaki the house apartların işletmecisi. babası türk annesi fransızmış. pariste hukuk okumuş bir süre avukatlık yapmış sonra külliyen bırakıp house cafenin apart otel olarak kullanılan mekanlarının başına geçmiş. dün akşam arkadaşımla tıklım tıklım kalabalık bir yerde otururuken yan masaya yaşlı bir çiftle mavi bir çift göz geldi. yanaklardaki bir çift gamzenin üzerindeki mavi gözlerin sahibi insan (demeye dilim varmıyor demiştim di mi) yaşlı çifte fransızca bişeyler söyleyerek onları masaya oturttu sonra da bize dönüp gülümseyerek merhaba dedi, ya da bon suvar dedi, ya da helo dedi. biz sonra arkadaşımla ne konuştuk, dertlerin tasaların biri bin para olmuş mu olmamış mı, ben ordan sonrasını hatırlamıyorum...
sözlükteki kızlar, kadınlar, bayanlar, erkek olmayanlar, nasıl hitap edilmek isteniyorsanız, gidin bu adamı bi görün...hatta fikir değiştirdim, sözlükteki erkekler de gidin görün ondan sonra türk kızları şöyle çirkindir, böyle koca kıçlıdır diye entry girersiniz. sizin gibi türk erkeğine bizim gibi türk kızı afedersin.