dokunma hissinizi kaybettiğinizden kimi zaman sizi rezil edebilen, ancak kış günlerinin sevimli giysi şeysi.
şöyle bir rezalet getirdi başıma. ankara'da bir kış günü ellerimde eldivenlerim takılı bir vaziyette, kapının yanındaki koltuğun demirinden tutarak otobüsten iniyordum. demirler de hafiften oval. demirin bi iki kere hareket edip, elimi döndürdüğünü hissettim ama otobüs fren yapıyor olduğundan bana öyle gelmiştir diye düşündüm. yarım dakika kadar sonra eldivenli elimle tuttuğum yer tekrar hareket etmeye başlayınca işte bir tuhaflık olduğunu hissettim ve şöyle bir arkama bakma zahmetinde bulundum. meğer tuttuğum yer koltuğun kenarı falan değil kel bir adamın kafasıymış. ellerimde eldiven olduğu için anlayamamışım. rezalete bakar mısınız? utancımdan ne yapacağımı şaşırıp özür bile dileyemeden otobüsten attım kendimi. o gün kafasını tutarak istemeden kelliğine atıfta bulunduğum kel abi özür dilerim lan affet.