abdest almak gereksiz bir davranıştır

entry15 galeri
    13.
  1. hadis ve ayet'lere bakalim.
    Kime sağlam bir bilgiye dayanmadan fetva verilir (ve o da o yanlış fetvayla amel eder)se, günahı fetvayı verenin boynunadır. (Ahmed b. Hanbel, ibn Mâce, Dârimî, Hâkim)

    ALLAH ilmi insanlardan zorla sökerek almaz. Ancak alimleri kabzetmek suretiyle alır. Böylelikle hiç alim kalmayınca insanlar cahilleri rehber edinir; cahillere fetva sorulur. Onlar da (ilimsiz olarak) fetva verirler; böylece hem kendileri sapar, hem de insanları saptırırlar. (Buharî, Tirmizî, ibn Mâce)

    Yeryüzünde olanların çoğunluğuna uyacak olursan, seni Allah'ın yolundan şaşırtıp-saptırırlar. Onlar ancak zanna uyarlar ve onlar ancak 'zan ve tahminle yalan söylerler'. (Enam Suresi, 116)

    Fetva vermenin, sorumluluğu büyük bir iş olması dolayısıyla Selef-i Salihîn, fetva konusunda alabildiğine titiz davranırdı. Abdullah b. Ömer ra, kendisine fetva sormaya gelenlere, (dönemin Emevî idarecisini kastederek),insanların sorumluluğunu üstlenmiş olan şu emire git ve fetva verme sorumluluğunu onun boynuna at.der ve şöyle devam ederdi:(Fetva sormaya gelenler) bizi köprü yaparak üzerimizden geçip cehenneme gitmek istiyorlar. (Dârimî)

    Mâlik'in hocası olan büyük fakih Rebîa b. Ebî Abdirrahman'a şu tavsiyede bulunuyor:Ey Rebîa! insanların sana fetva sormak için etrafını sardığını görüyorum. Sana birisi fetva sormaya geldiğinde, himmetini adamı içine düştüğü durumdan kurtarmaya sarf etme; bütün derdin, onun sana sorduğu meselenin manevi sorumluluğundan kurtulmaya bakmak olsun. (el-Hatîbu'l-Bağdâdî, el-Fakîh ve'l-Mütefakkih, 2/169)

    Kaynaklar, Tabiûn'un büyüklerinden Said b. el-Müseyyeb'in hemen hiç fetva vermediğini nakleder. Kendisine fetva sormak için birisi geldiğinde şöyle derdi:ALLAH'ım! Beni (bu işin vebalinden), bu adamı da benden kurtar!(Beyhakî, el-Medhal, 439-440)

    Yine Tabiûn'dan Ubeyd b. Cüreyc şöyle diyor: Mekke'deyken (ilim öğrenmek için) bir gün Abdullah b. Ömer ra'e, bir gün de Abdullah b. Abbas ra'a gidiyordum. Abdullah b. Ömer ra, kendisine sorulan soruların az bir kısmına fetva verir, çoğuna karşılık ise Bilmiyorum derdi.(Dârimî; ayrıca ibn Asakir, Târîhu-Dimaşk, 31/167)

    cogu alim o kadar bilgisine ragmen goze alamazken sen boyle bir seyi goze alabildigine gore cok cesur olmalisin,fetva verip kendi gunahindan baska, baskalarinin gunahini sirtina alabiliyorsunuz.*
    1 ...