söyleyeni bazen strese sokan ve hakkında bir anının hafızama kazındığı sözcükler dizisi.
anı:**
çook uzaklarda bundan seneler önce , kendi halinde eğitim veren bir üniversite varmış. bu üniversitenin içinde de öğrenciler cirit atarmış.** neyse , bu cirit atıcılar arasında bir cocuk varmış ki , karizmasını ne siz sorun ne de ben söyleyeyim. o derece yüksek karizmaya sahip bir cocukmuş işte efenim kendileri. bu çocuk bir gün dolmuşa binecek olmuş. binmiş de nitekim. ama bir de ne görsün? bindiği dolmuşta , üniversitedeki diğer cirit oyuncuları kızlar varmış. bir anda duruşu değişen çocuk , kızların kendi hakkında konuştuklarını ve arada bir de kendisini göz ucu ile gösterdiklerini görünce dötü tavana değmiş... tempra olmuş bir anda... neyse efenim , konuyu saptırmadan asıl meseleye gelelim. bu çocuk hangi kızı kessem? , ne yapsam? gibi populist sorularla cebelleşedursun , ineceği yeri bir anda görür gibi olmuş. lamba yanmış , artık ineceği yere geldiğini anlamış. o anda , gerek kızların vermiş olduğu gerekse müsait bir yerde demenin vermiş olduğu stresle , bir çırpıda ''mükemmel bir yerde inebilir miyim?'' dememiş mi? * demiş tabi ki...
minibüsçü abimiz işin üstadı , yıllardır salladığı direksiyon sadece dolmuşu kullanmanın inceliklerini değil , dolmuşcu edebiyatının da en nadide örneklerini işlemiş beynine... o altta kalır mı? çekmiş sağa;
'' buyur gülüm.. sana layık değil ama...'' demiş ve kayışı kopartmış...