türklerin islamiyeti kabulu

entry27 galeri
    5.
  1. islam dinini kabul etmeden önceki dönemde Türkler, Şamanist kültürün etkisindeydiler ve Gök-tanrı (Gök-tengri) dinini benimsemişlerdi. Bununla birlikte, zamanın koşullarına bağlı olarak değişik dönemlerde değişik dinlere bağlı kalmışlardı. Örneğin, Çin'de (386-556) bir devlet kurmuş olan Tabgaç ile 552-742 yılları arasında hüküm sürmüş olan Türk kökenli Göktürk devleti Budizm'i benimserken, Uygur döneminde (745-840) Türkler arasında Maniheizm yaygınlık kazanmıştır. Bunun yanında, kimi Türkler (Hazarlar) Museviliği seçmiş, Peçenekler, Kumanlar ve Bulgarlar gibi bir kısmı da Hristiyanlığı benimsemişlerdir. Böylece, Türklerin Araplarla ilk karşılaştıkları tarihe kadar değişik dinleri kabul ettikleri söylenebilir.

    Türklerin Müslümanlarla ilk temasları, 7. yy.'ın ortalarında, 642 yılındaki Nihavend Savaşını izleyen dönemde başlamıştır. Türk-Arap ilişkileri, Sasani Devletinin çöküşünden sonra yaklaşık yarım yüzyıl boyunca çekişmeli biçimde sürüp gitmiştir.

    Türkler, Emeviler döneminin (661-750) başlangıcından itibaren islam devletleri ve Arapların hizmetinde bulunmuşlardır. Ayrıca Türkler, Emevi devletinin çöküşü ve Abbasiler döneminin başlamasına neden olan ihtilal hareketi içinde önemli bir rol oynamışlardır. Aslında, 632 yılında Hicret'le birlikte islamiyeti yaymaya başlamış olan Müslümanlar, Abbasi iktidarının başlangıcına (750) kadar geçen sürede genişleme faaliyetinin büyük bölümünü tamamlamışlardı. 634'te Arap Yarımdasını, 642'de Bizans ve Sasani topraklarını ele geçiren Müslümanlar, 656 yılında nüfuz alanlarını kuzeyde Kafkaslar ve doğuda da Ceyhun Irmağı'na kadar genişletmiş bulunuyorlardı. Türkler, 751 yılında yapılan Talas Savaşı'nda Çinliler'e karşı paralı askerler olarak Araplarla birlikte savaşmışlardı. Çinlilere karşı kazanılan bu zafer; Türk egemenliğinin Batı Türkistan'da sürmesini sağlarken Araplara Türklerle dostluk ilişkisini geliştirme fırsatı vermiş, bu ilişki ile birlikte Türkler de gittikçe artan biçimde islamiyeti kabul etmeye başlamışlardı. Ayrıca Araplar, bu savaşı izleyen dönemde Orta Asya'nın Müslümanlaştırılması sürecini de başlatacaklardı. Bu arada, Müslümanlar Talas Savaşı ile Orta Asya'ya adım attıkları sırada Türklerin de bu bölgede Uygur Devleti'ni kurmakta olduklarını belirtmek gerekir. Uygurlar'dan ayrılan Oğuz Türkleri, savaş esiri ya da Müslümanların hizmetindeki askerler olarak islam dünyasında yer alan ilk Türkler olmuşlardır.

    islam dinini kabul eden Türklerin sayısı gittikçe artmış ve Müslümanlık, 10. yy.'da Türkler arasında yaygınlık kazanmıştır. Fakat, Türklerin ilk kez ortaya çıktıkları ve ilk devletlerini kurdukları bozkırların Müslümanlaştırılması 14. yy.'a kadar sürmüştür. Böylece, Türklerin Müslümanlaştırılması yaklaşık 5 yüzyıllık bir süre almıştır. Orta Asya'da Arap yayılmasını izleyen dönemdeki Türk tarihine ilişkin en önemli gelişme, Türklerin önce iran ve ardından da Anadolu'ya göçleri olmuştur.

    Bu noktada Türklerin, Arap baskısıyla karşılaşmasalardı, yerleşik hayata geçmeyip bozkırlarda göçebe olarak yaşamaya devam edecekleri ileri sürülebilir. Arapların baskısı karşısında Türklerin bir bölümü, yaşamlarını sürdürebilecekleri başka yerler bulmak zorunda kaldılar ve islamiyeti kabul ettikten sonra da islam'ın nüfuz alanını genişletmek üzere yeni topraklara akınlar düzenlemeye başladılar.

    islamiyeti kabul eden Türk toplulukları arasında yer alan Karahanlılar, Gazneliler ve Selçuklular, Türk kökenli toplulukların gelecekleri ile ilgili olarak çok önemli bir rol oynadılar. Karahanlılar, islam'ı kabul ettikten sonra Buhara ve çevresini alıp Orta Asya'daki ilk Müslüman Türk devletini, Karahanlı devletini kurdular. Aynı dönemde, bir diğer Türk kökenli aile olan Gazneliler ailesi ortaya çıktı. Gazneliler, Afganistan ve iran Horasanı'nda etkili olup Kuzey Hindistan'ın Müslümanlaştırılmasını sağladılar. 10 ve 11. yüzyıllarda kimi Oğuz grupları Ceyhun Irmağı bölgesinden Horasan'a göç ettiler. 1035 yılında Selçuk Bey'in torunları Tuğrul ve Çağrı, diğer Oğuz gruplarıyla birlikte Ceyhun Irmağı'nı geçtiler. Bu gruplar, Selçuklu ailesinin tarihteki yerini almasından sonra Selçuklular olarak adlandırılacaktı. Horasan'ı hakimiyetleri altına aldıktan sonra Gazneliler karşısında 1040 yılında Dandanakan Savaşını kazandılar ve daha batıya ilerlediler. Tuğrul Bey, 1055 yılında Bağdat'ı aldı ve ardından da hilafet Selçuklular'a geçti. Tuğrul Bey'in halefi Alp Arslan (1063-1072), Bizans imparatoru Romanos Diogenes'i 1071'de Malazgirt'te yendi. Bu zaferin ardından Selçuklular, Türkler'in Anadolu'da yerleşmelerini sağlamış oldular. Böylece, bu göçebe Türkler, yani Anadolu'ya geçen Oğuzlar, Büyük Selçuklu ve Osmanlı imparatorluklarını kurdular ve Kırım'dan Kuzey Afrika'ya, iran Körfezi'nden Viyana'ya kadar uzanan bölgede Türk uluslarının izlerini bıraktılar.

    Orta Asya'da kalan Türk topluluklarına gelince, bunların izledikleri yolun, islam dinini benimseyerek yerleşik hayata geçen ve çeşitli bölgelerde Müslüman Türk devletleri kurmuş olan Türk topluluklarının izledikleri yoldan farklı olduğu söylenebilir.
    1 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük