r: Sibel Can'ı, annesinin vefat ettiği gün Nişantaşı'nda görmüştüm. Yanına gittim, konuştuk. Dışarıya çıktım. inanılmaz kötü hissettim. Masmavi gözlü kadının gözleri simsiyahtı. Siyah gözyaşı akıyordu. 2 saat sonra annesi vefat etti. ABD'deki ikiz kulelerin yıkılacağını bir hafta öncesinde görmüştüm. Hülya Avşar'ı da çok gördüm. Sonra annesi hastalanmıştı.
m: Medyum özellikleri var sende o zaman! (iç ses: ya bi siktir git! üç kuruş ekmek parası için uğraştığımız delilere bak)
r: Sanırım. Uzaylıların varlığına da inanıyorum, çünkü onları gördüm.
m: (iç ses:ahan da uçmaya başladı)Gördüklerin rüya mıydı yoksa?
r: Ne rüya ne de gerçek, arasında bir şey.
m: Uzaylılarla nasıl tanıştın?(iç ses: şimdi başlar kesmeye)
r: 1999 depreminden bir hafta önceydi. Uzaylılar beni yatak odamdan alıp götürdüler.
m: Seni nereye götürdüler?(iç ses: kesin mikmişlerdir seni!!)
r: Sabaha karşı 04.30 civarıydı. Bir adam geldi, uzun boylu siyahlar giyinmişti. Yatak odama geldi. Kel, burnu büyükçeydi.
m: (iç ses: aha başlıyor komedi, hahaha laz uzaylı! hahahahha)
r: Aldı beni pencerenin önüne getirdi. Uzay gemisini gördüm. Birden beni ışınladı. Ama o ışınlama değilmiş onlar benim odamı uzay gemisi haline getiriyorlarmış. 5-6 tane aynı görünüşte uzaylı vardı. Düşünce yoluyla haberleştik.
m: (iç ses: düşünce yoluyla sikişler seni haberin yok)Uzaylılar neye benziyor?