bay değişken duygusallık kavramı

entry1 galeri
    1.
  1. Duygusallık değişken bir kavram olup, herkesin bir süre boyunca, gerek aldığı tecrübeler olsun ya da bazen o yaşanan iç karartıcı durumlar, pişmanlıklar ve keşkeler bütünüyle dönem dönem değişiklikler gösteren ne idüğü belirsiz ama gittikçe sana asıl ne aradığını gösteren bir kavramdır.
    Bu değişme sürecinde bariz baskın olan dönemler vardır ki bunlardan insanın en yakın olduğu ortamlardan, okul hayatından başlayıp, iş hayatına kadar giden doğrusallıktır.

    *Ana okul yılları: Henüz duygunun sadece somut bir şekilde görüldüğü anlardır. Duygu elde edilen bebeklerde, oyuncaklarda, arabalarda ve açıkçası sizi ne mutlu ediyorsa onda yakalanır.

    *Ilk okul yılları: Artık kendinizi bir devre daha atlamış hissedersiniz, düşünceler oturmaya başlamıştır ve herkesin kendini geliştirmekle meşgul olduğu bir dönemde, duygusallık sizin içinizde size yakın gördüğünüz, belki bir sıra arkadaşı yada serviste konuşmayı sevdiğiniz, anlaşabildiğiniz bir kişiye olan hoşlantıdır ve onunla beraber oynamak buna yetmektedir.

    *Orta okul yılları: Kendinizi bir kaos içinde bulduğunuz ve tam olarak neyden hoşlandığınızı bilmekte ama kendinize engel olamadığınız bir andır. Yakın olduğunuz her insana karşı duygusal bir şeyler hissedersiniz ve bunları büyütürsünüz. Ölüm kalım meselesi bile olabilmiştir o kurguladığınız duygular, beslediğiniz aşk. Sanki başka bir zaman asla aşık olamayacakmışsınız düşüncesi vardır ve aşka açsınızdır.
    Hoşlandığınız kişiyle yakınlık kurmak, onu öpmek, ona sarılmak, kısacası temasın önde olduğu ama sizin neredeyse bunun için herkese atlayabileceğiniz bir dönemdir.

    *Lise okul yılları: Ve hepiniz büyük beyler ve hanımlar olmuşsunuzdur. Karşındakini anlayabilen, orta okullarındaki pişmanlıklarla yoğurulmuş, artık sadece "the only one" tanımını kendinize daha uygun görmüş, o sizin için tek kişiyi bulmanın adımlarını atmışsınızdır. Tabi bunu yaparken olaya daha serserice yaklaşır, her çiçeği koklamalı, bal alınmalı düşüncesi yer etmiştir. Sonuçta o kişiyi bulmak için önünüzde bir çok seçenek vardır.

    *Üniversite yılları: Bu lise yıllarında bulduğunuz kişiye inanmanın verdiği bir devamlılık da olabilir ya da yeni bir kişi. Bu sefer görüşler daha başka bir boyut almaktadır. Lisede yeterince azıtmanın verdiği bir durgunluk. Siz yine o "mutlak" kişiyi ararken bu sefer adımlarınızı savurmaktansa daha temkinli yaklaşırsınız. Karşınızdaki insana yaklaşmak kavramı sadece fiziksel değil, aslı ruhen yaklaşmak olmuştur.
    Kişinin sizinle olması, birlikte olmanızdan çok kişinin size önem verdiğini görmek, onu önemsediğinizi göstermek gibi tamamen soyut bir alanda yarışırsınız. Artık bir şeyleri açıkca ve hep yapılan şeyleri yapmaktansa, sizin için eskide kalan, belki bir çok kişinin atladığı o "duygusallık" anını tekrar canlandırmak için, küçük ama mutluluk verici şeylere yön vermişsinizdir. Örneğin, bu kimine göre akşam bir hamakta sarılıp beraber gökyüzünü, yıldızları seyrederken uyumak olurken, bir diğeri için, sahilde el ele yürümek ve anın keyfini çıkarmak gibi küçük mutluluklar olabilir.

    *iş hayatı: Sanırım geriye yapacak ne pek bir şey ne de çok zaman kalmıştır. Artık daha farklı şeyler istersiniz. Kendinize ait bir ev ve belki bir araba, ama hayalleriniz hep iki kişiliktir. Bir hayat arkadaşı ve onunla yapılabilecek güzel her şey. Duygusallık kavramı artık sizin için daha yoğundur ve dışarıdan sokağa adım attığınız da bile bununla meşguldür aklınızın bir ucu. Onu bulmanın hevesiyle yaşamaya devam edersiniz.
    1 ...