bayramlarda ve haftasonlarında yayla gibi ve bomboş bir yolda saatte elli kilometre hızla gitmek verem, kanser gibi bünyede ciddi rahatsızlıklara sebebiyet vermektedir. dolayısıyla gaz pedalını biraz hırpalamaktayız yalan yok. yol kenarında pusuya yatmış polis amcaları farkettiğimizde ise her zaman çok geç oluyor. ve polis amca saklandığı yerden çıkıp "sobee!" diyor. akabinde polis amcalarla aramızda şu tarz bir diyalog başlıyor:
-polis amca kaça bu ceza?
-115 ytl. 15 gün içinde öderseniz %25 indirimi var.
- heyoooo!! yaşasın karayolları! peki kredi kartına taksit var mı?
-daha önce senin hayalarına elektrik veren olmuş muydu?
-...........
sabah sabah 115 ytl hazımsızlık yapınca ben de hırsımdan 4 kere kırmızı ışıkta geçip "üstü kalsın" dedim. sonra mantıklı düşününce şu sonuca vardım:
aslında 115 ytl çok para değil. neden diyeceksiniz. çünkü ben o yoldan aynı hızla daha önce çok sefer geçtiydim ve hiç para ödemediydim. bedava geçtim yani. totalde birim geçiş başına düşen mebla çok önemsiz. bunu düşününce derin bir oohh çektim ve kahvaltı sofrasına oturdum.