tarih bilgisi olan insanların "allah allah, bizim ne işimiz vardı orada ya?" diye aptal aptal sorular sormayacağı savaştır.
"ikinci dünya savaşı'nı polonya'yı işgal eden almanya başlattı, 50 milyon kişi öldü" diye viyaklayan gubidiklerin, kuzey kore'nin güney kore'yi işgal etmesiyle başlattığını ve sonucunda 4,5 milyon insanın öldüğünü unuttuğu savaştır.
komünizmin uzakdoğuya daha fazla yayılmak için yaptığı hamlelerden biridir. bm güçlerinin müdahelesiyle önlenmiştir. sözde anti-emperyalist olan komünistlerin bu emperyalist yayılmacılık girişimlerinde bm tarafından ellerine verilmesi o gün bugündür komünistlerin içine dert olmuştur. "amerika gitti, sevgi kelebeği kuzey kore'ye durduk yere saldırdı. şerefsiz işte bunlar abicim." diye söylenip durmuşlardır.
o dönem götümüzün dibindeki sscb'nin agresif dış politikasını ve türkiye'den taleplerini bilmeyen mallar, nato'nun o dönem ne kadar hayati bir önem taşıdığını anlamayacak kadar reelpolitik bilgisi kıt insanlardır.
biz de bu savaşa hem muhalefetin, hem de iktidarın fikir birliğiyle katılmışızdır. tabi fırıldak dp, nato'ya girildiğinde parsayı toplamak için bu tasarıyı meclise sunmamış, bakanlar kurulunda kabul etmiştir. chp de sırf kendilerinin de destek verdiği bu kararın kendilerine de onaylatılmamasına tepki göstermiştir. yoksa chp de kore'ye asker gönderilmesine destek vermekteydi. o zamanlar chp'nin anti-komünist çizgide olduğunu bilmeyen mallar, o dönem chp'nin bu karara karşı çıktığını zannederler.
kore'ye giden askerlerimizin tamamına yakını da zaten gönüllü gitmiştir. terhisine bir hafta kalmış askerler bile savaşa katılmak için başvurmuşlardır. (bkz: faruk pekerol) o dönem tsk'nın anti-komünist çizgisini bilmeyen mallar, o dönem askerlerin oraya istemeyerek gittiklerini zannederler. görüldüğü üzere nazım hikmet denen zangoçun laflarına itibar etmemişlerdir. esir kamplarında ölen askerimiz olmamakla birlikte, kamplarda komünist propagandaya en sıkı dayanan asker bizim askerimiz olmuş, kızılları illet etmişlerdir. avrupalı milletlere mensup ve amerikalı askerin sonradan ateşkes olunca ülkesine geri dönmeyi reddetmesi göz önüne alınırsa, askerimizin kızıl zehire karşı duyduğu nefret ve bilinç daha iyi anlaşılır.
orada savaşan kahraman askerimizi amerikan piyonu ilan etmiş kızıllar de gitsin, kendi boklarıyla oynasındır. tarih suratlarına tokat gibi çarptıkça kendi hayali tarihlerini yazmaya devam etsinlerdir.