sözlükte görülen bir noktadır aziz dostlar bu. inanan insan nasıl inanır? sorsan cevapları birbirne benzer ama aslında herkesin inancı ayrıdır. yani aynı dine mensup olduğunu iddia eden kişilerin bile inançları değişiktir. kimi ilahı kaynaklarda kendine kanıt arar, kimi buna ihtiyaç duymaz kiminin ise umrunda değildir, kimisi hiç düşünmemeiştir bile neden neye inandığını, kimi insansa huzuru bulur dinde, kimi insan aksi halde yaşamanın anlamsız olacağından inanmaya mecbur hisseder kendini, kimi insanın ne düşündüğünü ise bilemezsiniz çünkü sizde bir insansınızdır ve o ise ayrı bir insan.
inanmayan içinse durum çok farklı değildir, herkesin inanmamak için kişisel nedenleri vardır. bu durumda bu sayılan iki tür insanın birbirini anlaması mümkün müdür? kesin bir şey söylemek mümkün değildir. "belirsizlik değil, kesinliktir insanı delirten"*. anlayabilir de anlamayabilir de. bilemezsiniz kesin olarak. ama sözlükte konuşanlar birbirlerini anlayamayanlardır.
inançlı, bundan sonra teist diyeceğim, bir atesitin günahkar olduğunu ileri sürer ki kendine göre haksız değildir. ateist ise tesitin ... nazik olmaya çalışıyorum ama budala olduğunu düşünür.
teist der ki; etrafına bak bre deyyus, bunlar nerden geliyor diye sor kendine.
ateist der ki; etrafına bak bre deyyus, bunlar yıldız tozundan geliyor hep vardı.
teist der ki; eğer ki herşey bir tesadüfse neden bu kadar farklıyız diğer varlıklardan.
ateist der ki; bu da bir ihtimal sonucu oluşmuş bir evrimdir, sen de omurgalısın eşek de nerden gelir bu benzerlik?
teist der ki; hepimiz tanrının kuluyuz, varlığımızın bir amacı vardır.
ateist der ki; biz canlıyız, bir ihtimal sonucu oluştuk... amacımızsa yoktur sadece yaşıyoruz.
teist cevap verir; buna inanıyorsan yaşasan ne fark eder ölsen ne fark eder?
ateist cevap veremez kendi dediğini tekrarlar, ama haksız olduğuna inandığından değil bildikleri bu kadar olduğundan.
ateist sorar; yani hiç görmediğimiz varlığına dair bir kanıt olmayan yaratıcı her şeyi yarattı ve bizi saldı sınıyor buna nasıl inanırsın?
teist cevaplar; sen asıl durup duruken canlının tesadüfen oluşup yine tesadüfen insana evrimleştitiğine nasıl inanırsın?
bu dialoglar uzun sürer azizim, ama sonuca varamaz çünkü 2 taraf hayata tamamen farklı anlamlar yükler. evet hayata, yani var olan her varlığa, her duruma. bu bakış açılarıyla bir anlaşma sağlanması zaten ne kadar mümkündür?
