evet sevgili sözlük severler, bu an'a şimdiye kadar hiç konsantre olmamış biri olarak merak içinde başlıyorum bu entryye. ve siz bu paragraf ve aşağıdaki paragrafı arasında gözünüzü kaydırırken ven tuvalette o anları yaşıyor olacağım. ve tecrübelerimi size anlatacağım.
pc den kalkış: 20:32:03 *
pc ye dönüş: 20:43:12 *
evet, götümdeki ani ısı düşüşü henüz ortalama vücut sıcaklığım kadar kendisini unutturmamışken bu paragrafa başladım. tuvalete girince insanın içini ürperten bu sessiz, soğuk, mat ve bembeyaz bir çerçeveye sahip tuvalet tablosu insana ilk darbeyi vuruyor. daha sonra arkamızı klozete dönmemiz ve karşımızdaki fayansları saymaya başlamamızla birlikte durumun ciddiyetini kavruyoruz. ve artık üzerimizdekileri sıyırdığımız anda ortamdaki bütün soğuk hava götümüzden içeri dolarak bizi ürpertiyor. şimdi korumasız kalan götümüz ve tuvalet ortamı başbaşa. hala sıcaklığını koruyor götümüz, kadayıf kıvamına gelmiş kıllarımız yavaş yavaş irkilmeye, dirilmeye başlasa da yeteri kadar sıcak hala. ve o an, götümüzü tuvaletin kapağına deydirdiğimiz ilk an. ilk önce sağ yanağını deydirenlerdenim. önce sağ yanağı deydirip sıcaklığı test ediyor, buz gibi tokatı hissedinde sol yanağı biraz daha, biraz daha, sağ yanak ortama alışana kadar bekletiyorum. sıra geldi sol yanağa, ilk buluşmanın verdiği şok duygusu ve anlık duraksamayla ikincisi ve sonuncusu için daha temkinli yaklaşırız her zaman. yavaş yavaş dokunur ve klozetin derinliklerinden gelen rüzgarı göt deliğimiz aracılığıyla içimize çekeriz. birkaç saniyelik bu soğumacanın ardından kendimizi ve boklarımızı kanalizasyonun ılık sularına bırakır, boğazın serin sularında sörf yaptığımızı hissederiz. işte böyle bir şey.