kürt sorunu

entry654 galeri video4
    185.
  1. deniz gezmiş'in idam edilmeden önce söylediği "yaşasın türk ve kürt halklarının kardeşligi" sözünde,
    anlatmaya çalıştığı böyle bişey değildi...

    Öncelikle, "barış"ın kelime anlamı itibariyle savaş'ın olmadığı durum olması sebebiyle,
    ve ortada bir savaş'ın olmadığı gerçeği'nin altı çizilerek yanlış bir önerme olduğunu söylemek mümkündür.

    savaş; "uluslar veya aynı ülkelerdeki iki teşkilatın(iç savaş)arasında, başka bir yolla elde edemediği şeyi,kuvvet zoruyla almak ve istediklerini kabul ettirmek" anlamına gelmektedir. Dolayısıyla içinde bulunduğumuz durum ne savaş'tır, ne de ic savas. bunun adı bildiğimiz "terör"dür. planlı, programlı psikolojik terör...

    bir asır'a yakın bir zamandır içiçe yaşamış iki farklı kultür'ün, birbirine vurdurtulması ile,
    bundan menfaat sağlayacak, 2nci-3ncü ülkelerin kurgusundan başka bişey değildir.

    türkiye cumhuriyeti toprakları üzerinde yaşayan arap,çerkez, zaza, alevi, sünni, müslüman, musevi,laz, rum, romen, ermeni, katolik, ortadoks, yugoslav, arnavut, bulgar ve bunlar gibi yüzlerce değişik etnik kökenli vatandaşımız kendilerini turkiye cumhuriyeti'nin birer neferi, koruyucusu olarak kabul etmektedir.

    Oysa kürt vatandaslarımızın bir kısmı kendilerine 2.sınıf vatandaş muamelesi yapıldığını söyleyerek,
    hak arama yöntemi olarak kurulduğu zırvalanan terör örgütü pkk'nın yaptığı gayriinsani eylemleri alkışlamaktadır.

    guneydogu'da işsizliğin yoğun olduğu ve bu sebeple işsiz olan gençlerin son çare olarak dağlara çıktığı, eline silah aldığı, bunun tek sorumlusunun oraya sanayi götürmeyen devletin olduğu, eğitim sisteminin doğu'ya daha fazla eğilmediği sürece, ekonominin doğu'ya ekstra destek olmadığı sürece bu terör'ün bitmeyeceğini yüksek sesle beyan etmektedir.

    Lakin, Ülkemiz'de sayıları azımsanmayacak derece de zengin kürt kökenli işadamları olduğu aşikardır. bununla birlikte, doğdukları topraklardan büyük kentlere göç etmiş olan kürt kokenli vatandaslar, istanbul,ankara,izmir, antalya gibi büyük şehirlerimizde milyon dolarlık yatırımlarla işletmeler açtığı, taksi,dolmus , otobus gibi büyük gelirler getiren sektörlerinde çoğunluğuna sahiptirler.

    Kürt kökenli vatandaşlarımız bizimle birlikte aynı seçme sınavına girip, bizlerle aynı taban puanı alıp, zekasının kullandığı sürece nerelere kadar geleceğini göstermiştir.

    rahatsız olunan kavram, oralarda yatırım olmaması ise,(yanlış hatırlamıyorsam) bundan 15 yıl kadar önce, türkiye cumhuriyeti devleti, doğu bölgelerimizde açılacak fabrikalara yer yer geri ödemesiz, yer yer
    sıfır faiz ve uzun vade ödemeli tesvik kredileri dağıtmış, ancak o bölgelerde yaşayan vatandaşlarımız
    yöre halkına iş kapısı açmak yerine, sadece göstermelik amaçla yapılan, kaba inşaatı bitmiş fabrikaları referans göstererek, kredileri alıp, sırra kadem basmışlardır.

    bu örneklerden hareketle, türkiye cumhuriyeti devletinde ne kürt kökenli vatandaşdaşlara, ne de diğeretnik kökenli vatandaşlara 2.sınıf bir muamele yapılmamaktadır. kendini 2.sınıf gören insanlar,
    2.sınıf olmaktan kendini kurtaramayan, dünya üzerine herhangi bir görüşü olmayan, maalesef
    cahil kesimdir.

    kafasını, beynini dolandırıcılığa, hırsızlığa, bölücülüğe yormayan insanlar hakettikleri yere geldikleri
    gibi, 2.sınıf insan muamelesi görmemektedir.

    Kürt vatandaşlarımızın bazı uyanıklar tarafından yalan yanlış bilgilerle, kahve dedikoduları ile
    doldurularak, türk ve kürt haklı'nın kurtuluş savaşı'nda omuz omuza mücadele etmesinin sonucunda "Mustafa Kemal bize toprak vaad etti, şimdi biz onu istiyoruz, pkk'da bunu istiyor" tarzı savunmaları her ne kadar gülünç gelsede, özünde çok tehlikeli bir durumdur...

    Kürt halkı, yıllardır süre gelen bu bireysel, sosyolojik ve psikolojik çatışma sonrası, sosyal travma denilen bir durum içerisine girmiş, aşırı derece de hassaslaşmış, duygusallaşmıştir. içlerine düştükleriher negatif durumu "kürt" olmalarına bağlayıp, gördükleri her kötü muameleyi 2.sınıf insan olarak görüldüklerinin bir sonucu olarak algılamış, ve bu tehlikeli durumlara varmıştır. oysa bizde devlet mekanizmasi, sadece kürtlere değil, diğer tüm kökenlere, türk kökenlere de, sert bir duruş içine girmiştir. ancak hiç bir ırk, bunu etnik kökeninden dolayı olduğunu beyan etmemiştir.

    mustafa kemal, hiç bir zaman kürt halkına ayrı bir toprak vaad etmemiş, aksine, doğu'da yaşayan
    kürt halkına eziyet eden aşiret ve seyh'lik düzeninin ortadan kaldırılarak, misak i milli sınırları içerisinde olan
    her karış türk toprağının, tek bir merkezden yönetilmesini istemiştir.

    Ülke içerisinde ağalık, asiret ve şeyhlik düzeni devam ederse, yarın silahlanıp,
    içinde bulundukları topraklara karşı bir isyan içerisine zorla sokulabileceğinin
    altını çizerek, kürt halkının temiz insanlar olduğunu lakin, bir yakım aşiret düzeninin
    kurbanı olmasından koktuğunu açıkça beyan etmiştir. bunu 100 yıl önce gören bir lider maalesef
    haklı çıkmıştır. oysa aradan geçen 100 yıl'a rağmen santim ilerlemeyen beyinlerin
    bunu anlaması mümkün değildir.

    19.yüzyılda ortaya çıkan ve cumhuriyet rejimiyerine şeriat isteyen, halkı isyana teşvik eden,
    şeyh sait ayaklanmasından ne farkı vardır içinde bulunduğumuz durumun?

    50 yıldır iktidarda bulunan sag partilerşeyhlik, ağalık düzenini kaldırmak istemediler,
    çünkü onlar için ağalık demek tek bir söz ile onbinlerce oy demekti. Aynı ağalık sistemi tek bir isaretle
    kendi aşiretine mensup binlerce genci dağlara çıkarma gücüne sahiptir.
    `
    saddam huseyin `yönetiminde olak irak'ta, saddam'ın eteklerinden tutup peşinde dolaşan şeyhler,
    ağalar, asiret reisleriülke işgal edilince, topraklarını işgalcilere satmadılar mı?

    çokta fazla uzatmadan; ülkenin içinde bulunduğu bir kürt sorunu ya da ismi her neyse olduğu bir gerçektir.

    Lakin kürtlerle olan bir sorun değil, kürt sorunudur ismi. hepimizin can arkadaşları,
    son kuruşumuzu, tek bir ekmeği paylaştığımız dostlardır çoğu. Kürt vatandaşları, potansiyel suclu
    yapan maalesef yine kürt vatandaşlardır. bu ülke de her bi pisliği biz mi yapıyoruz diyen arkadaşlar da haklıdır... hayır, bu ülke de bütün ırklar arasında, bütün etnik kökenler arasında çürümüş, bozulmuş insanlar vardır. fakat, ismi bir terör örgütünün içinde geçen bir etnik grup her zaman gözaltında ve her zaman herhangi bir suçta ön plandadır.

    Eline silah alan kürt vatandaşı, dağa çıkmasındaki tek sebebi, egitimsizlik olarak gösteriyorsa,
    bu da vahim bir durumdur. aynı cografya'da yaşayıp, bir kaç universite üstüste bitirip, ülkenin
    önemli üst düzey bürokrasisine imza atanlar, daha önce onlarla sokakta top oynayan arkadaşlarıdır.

    okul, iş, aş sorununun doğu bölgelerimizde ki oranı fazla olsa bile, iç anadolunun ya da ege'nin
    ücra kasaba ve köylerinde durum bundan farklı değildir. orda yaşayan farklı etnik gruplarda
    ellerine silah alıp, işsiz olduğu gerekçesi ile dağa çıkıp "arnavutistan kurtulus partisi" gerillası olması ya da "aydin bozdag koyluleri yardimlasma savasma ve oldurme dernegi" adı altında
    salak saçma örgütler kurması mı gerekmekedir?...

    Sonuç itibariyle, türkiye cumhuriyeti'nin rejimini değiştirmek için doğu bölgelerinde ortaya çıkan ve
    bu topraklarda kardeşçe yaşamaya alışkın olan türk ve kurt halki kardesligi'ni silahlı isyan
    ile bozmaya çalışan, yabancı ülke destekli yalancı şeyh'LER, kan emici asiret reisleri,
    toprak agalari temizlenmedikçe, maalesef şehit vermeye devam edeceğiz bir süre daha...

    lakin masa'da yok birlikte oturup çözüm aranacak, toprağımızda yok bir avuç bile olsa verilecek.

    saygılar...
    1 ...