Mazıdağı'nın Bilge köyündeki katliamın arkasından gerçekler ortaya çıktıkça vahşetin boyutlarının nerelere uzandığı da gözler önüne seriliyor.
Yetkili makamlar; 'töre ve gelenek'e sarılıyor. Ve devletin bölgede yarattığı ortamı, koruculuk sistemini ve idarenin uygulamalarını temize çıkarma dışında bir kaygı gütmüyorlar. Töre ve geleneği yücelten, töre ve geleneğe sarılarak töre ve geleneğin temsilcilerini, bölge halkını, vekilleri gibi gösterip Meclis'e taşıyarak, sanki onlar töre ve geleneğin temsilcileri değilmiş gibi davranıyorlar.
Bilge köyü katliamında elbette töreden, gelenekten, ağalık aşiret sisteminden cehalete birçok neden sayılabilir, ama bu nedenlerin merkezine koruculuk sistemi konmadan bu vahşi katliam açıklanamaz.
Belki işin daha da kötüsü yetkililer, bu cinayete yol açan etkenleri ortadan kaldırmanın çözümü olarak 'kız çocuklarıyla erkek çocukların ayrı okullarda okutulması'nı öne sürüyorlar!
Devletin Mardin valisi, bunu açıkça televizyon ekranlarından ilan etti. Çünkü; töre gereği bölgede aileler, kızların ve erkeklerin bir arada okuduğu okula kız çocukları göndermek istemedikleri için kızlar cahil kalıyormuş; bu cahillik nedeniyle, 'cahil anne' çocukları iyi yetiştiremediği için çocuklar da sonunda 44 kişiyi katledecek caniler olarak yetişiyormuş!
Bu gerçeği çok önceden saptayan valimiz, kız okulları ve kız yurtları açmak için hayır sahibi zenginleri ve 'sivil toplum kuruluşları'nı Mardin'e çağırıyor!